Hint mitolojisinde yarı insan yarı kuş olan Garuda, yılanların düşmanıdır. Garuda hem cesareti temsil eder hem de Vedaların kutsal öğretilerini, öğretileri okuyanların yıldırım gücüyle bilgelik kanatları üzerinde taşınmasını sembolize eder. Hatta bu uçuşu yaparken kanatlarından Vedaların ilahilerinin sesini çıkarır.

Slav mitolojisindeki Ateş Kuşu, Phoenix gibi kuşlarla benzerlik gösterir.

Hindistan’ın Mahabharata’sına göre bir yumurtadan doğan Garuda, çağ sonunda dünyayı yok eder. Sonrasında kozmik felaketi başlatır. Bunu yaparken güçlü ve parlak bir ışık olarak görünür.

Garuda, altın kanatlı, keskin pençeli ve gagasında yılan tutan bir insansı yaratık olarak tasvir edilir.

Hint ve Budist mitolojisine göre kanatlarının hareketi bir fırtınaya yol açar. Güneşi bile gölgede bırakan parlak tüyleri ile Garuda, birkaç mil uzanan devasa kanatlara sahiptir. Bu sebepten kanat çırpması, şiddetli rüzgarlara yol açar.

Üstelik gücünü istedikçe arttırabilecek bir yeteneği vardır.

Garuda’nın annesi kuşların annesi olan Vinata ve babası bilge Kashyapa’dır. Babası sonrasında Vinata’nın kardeşi ve tüm yılanların atası olan Kadru ile evlenir. Bir gün Vinata ve Kadru yedi başlı uçan at Uchchaihshravas’ın kanatlarının rengi hakkında iddiaya girerler. Vinata iddiayı kaybeder ve Kadru’nun kölesi olur. Köleliği sırasında yeğenleri olan yılanlardan çok eziyet görür.

Annesinin eziyet çekmesine dayanamayan Garuda, yılanların yanına gider ve annesinin özgürlüğü için ne istediklerini sorar. Yılanlar da annesini serbest bırakmak için Garuda’dan, tanrıların okyanusun derinliklerinden aldığı Ölümsüzlük Nektarı’nı (Amrita) isterler.

Ölümsüzlük Nektarı ateş, keskin ve dönen bıçaklar ve iki büyük zehirli yılanlarla korunuyordu. Korkusuzca onlarla savaşan Garuda, hepsini yener ve Ölümsüzlük Nektarının depolandığı yere girer. Ölümsüzlük Nektarını koyduğu kabıyla annesini esir alan yılanların yanına doğru gider. Tam o esnada her şeyin koruyucusu Vishnu belirir. Vishnu ve Garuda karşılıklı olarak anlaşırlar. Vishnu, Garuda’ya iksirden içmeden ölümsüzlük sözünü verir. Bunun üzerine Garuda’da ona özel bineği olarak hizmet verir.

Yılanların yanına varmadan hemen önce Garuda, Indra ile karşılaşır. Indra, Ölümsüzlük Nektarını yılanlara ulaştırdıktan sonra, iksirin Indra’ya geçmesini sağlamasını ister. Karşılığında da Garuda’ya yılanları yiyecek olarak vereceğini söyler.

Nihayet yılanların yanına ulaşan Garuda, Ölümsüzlük Nektarını çimlerin üstüne koyar. Annesini serbest bırakmalarını ve iksirden içmeden önce dini tören yapmalarını söyler. Yılanlar dini törenle uğraşırken, Indra gelip Ölümsüzlük Nektarını alır.

Yılanlar geri döndüğünde birazı çimlere dökülen iksirin kaybolduğunu anlarlar. Yere dökülen iksiri yalamaya çalışırlar. Hatta bir efsaneye göre yılanların dilleri bu yüzden çatal dillidir.

Garuda görevleri yerine getirip, annesine kavuştuktan sonra söz verdiği gibi Vishnu ve Vishnu’nun karısı Lakshmi’nin özel bineği olur.

 

 

 

 

 

 

 

 

Kaynak: http://www.dinvemitoloji.com/2019/06/tanrilarin-binegi-garuda.html