Hera ve Zeus’un çocukları hayatın devamını sağlayan doğum tanrıçası Eileithyia, yaşamın sonunun gelmesine sebep olan Savaş Tanrısı Ares ve HEBE... Hebe kardeşlerinin aksine hayata, ölüme, yeniden yaşama karar verirken, ev işleri ile ilgilenir. Olympos’ta yaşayan ilahlara ölümsüzlük ve gençlik içeceği nektarı sunmakla görevlidir. Dünya yanmış, kadınlar katledilmiş, savaş çıkmış onu ilgilendirmez. Ev işlerinde bu kadar becerikli olan tanrıçamızı tez zamanda evlendirme kararı alan babası Zeus onu Herakles ile evlendirmiştir. Kimi zaman Savaş Tanrısı kardeşi Ares’i yıkar, kimi zaman Athena ve Hera’nın savaş arabasını hazırlar.
Farklı kültürlerde Ana Tanrıça ile simgesel olarak paralellik kurulmaya çalışılsa da Hebe yaşamında kendini var edememiş bir karakterdir. Psikoloji literatürüne de ‘hebephrenia’ terimi ile geçmiştir. Şizofreninin ağır bir türü olan ‘Hebephrenia Sendromu’ hastalarının gösterdiği semptomlar arasında sürekli gülümseyen bir yüz ifadesi bulunmaktadır. Tıpkı Tanrıça Hebe’nin tasvirlerinde kullanılan betimlemeleri gibi. Hebe’nin ruhsal durumu ‘Ego Gerilemesi’nin en şiddetli yaşandığı ilkel evrelerine kadar varan bir ruh halidir. Olympos’lu en büyük tanrı ve tanrıçanın kızı olarak dünyaya gelen Hebe, kendine biçilen rolün hiçbir zaman dışına çıkmamıştır. Zamanla egosu gerileyip, tükenmişlik sendromu eklenerek tıp dünyasına şizofrenik bir hastalığa ismini verecek noktaya kadar ulaşmıştır.
Evrenin tüm hakimiyeti ailesinin yönetiminde iken Hebe onların gündelik işlerini yapmakla yetinir. Babasının uygun gördüğü bir eş ile evlenirken, bağımlı ve pasif bir hayatı kabullenir. Herakles ile evliliği ‘Kutsal Evlilik’ olarak betimlense de tanrıça başka hiçbir tasvir sahnesinde yer almaz.
Kaynak: mitologoscom
Yorumlar
Tanrı bile tükenmiş
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız