Çatalhöyük'ün 'Ana Tanrıça'sı, Hurrilerin 'Hepat'ı, Lidyalıların 'Kibebe'si, Efes'in kutsalı Artemis, Hristiyanlıkta Meryem Ana, Frigyalıların dağ gibi güçlü, doğurgan, bereket Tanrıçası Mater Kubileya "Dağın anası, "Tanrıların anası...
Tanrıçaya tapınırken farklı inançlarda ister Kibele ister Mater isterseniz de Kubaba diye yakarın O tüm haşmeti ile "Dağlarda Oturan"dır. Frigya'da evi dağlardaki mağaralardır.
"Ana Tanrıça'' kavramının kökeni, kadim Anadolu topraklarında can bulur. Tarihi metinlerde Yunan panteonunda Artemis ile eşleştirilmesi kanımızca zorlayıcı bir tutumdur. Çünkü Bekaret yemini etmiş Artemis'in tersine Kubaba Anadır. Çocuklarını mağaralarda doğurur. Tıpkı Artemis'in mağarada dünyaya gelmesi gibi.
Roma'da ise durum değişmez. Tanrı ve tanrıçalar için pek çok tapınak inşa eden Romalıların eksik bir parçası vardı: Ana. Anadolu topraklarında tüm yaratılmış olanların ve yaradan ilahların anasını ithal ettiler.
M.Ö. 9.yüzyılda Gordion merkez olmak üzere kurulan Frigya'nın anası artık Roma dünyasında zorlama efsaneler eşliğinde artık "Magna Mater" olmuştur.
Kubaba'nın en önemli sembolleri Ay ve Aslan'dır. Aslan kudret, irade ve adaleti simgeler. Ay ise ölüm ve yaşamın sürekli değişkenliği, hayat verendir kısacası kadın kendisidir ay. Kültürler arası geçişinde kolayca uyum sağlaması da geniş bir inanç yelpazesine sahip olmasındandır.
Medeniyet kurmak için yola çıkanlar için Anadolu kadını Kubaba'nın seçilmesinin bir diğer sebebi de şehirlerin ve tarımın egemeni olmasıdır. Başında taşıdığı taç ile kentleri koruyup kollar.
Kubaba ihtiyaç dahilinde Anadolu'dan başlayan yolculuğunu kâh Suriye, kâh Ege kıyılarında hatta Yunanistan ve Roma'da sürdürmüştür. Son olarak "Tanrı doğuran Bakire Meryem" ile tarih sahnesine çıkmıştır Kubaba... Her ikisi de anadır: Tanrı Doğuran...
Kaynak: mitologoscom
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız