1922 yılında Mısır bilimci Howard Carter Krallar Vadisi'nde bir mezarı açmaya başladığında her şey planladığı biçimde başlar. Ancak çalışmalar devam ederken ekipteki işçiler ateşler içinde hastalanarak ölmeye başlar. Kazının lanetli olduğu dedikodusu hızla yayılır hatta nerede ise kazma sallayacak işçi bulamaz duruma kadar gelinir.
Yoksa Firavunun laneti mi?
Kısıtlı imkanlarda elde edilen bulgular ışığında mezarın Firavun Tutankhamun'a ait olduğu kanıtlanır. 9 yaşında tahta geçen "Çocuk Firavun" adına inşa edilen mezar, içerisinde barındırdığı eserler ve define avcılarınca zarar görmemiş yapısı nedeniyle Mısır bilimin en önemli keşifleri arasında sayılmaktadır. Firavunun günlük hayatında ve ölümden sonra kullanması için bırakılan tüm eşyaların eksiksiz bulunduğu mezar arkeoloji dünyasındaki en önemli buluşlardan biri olarak tarihe geçer.
Peki ya bunun Anadolu ile ne ilgisi var?
Tutankhamun'un bedenine sarılmış bulunan bir hançer. Hançerin x-ray cihazı ile incelemeleri yapılır. Çıkan sonuç ise kimilerinin inanmak istediğinin aksine hançerin "UZAYLILAR" tarafından değil, Mısır medeniyetinden daha önce demiri işleyen bir medeniyete ait olduğudur. Demir çağı Tutankhamun'un ölümünden bir yüzyıl sonra Mısır'da hayata geçmiştir. Peki geldiği coğrafya neresi? ANADOLU...
Hançerin nereden geldiği ile ilgili araştırmalar devam ederken 2016 yılında Amarna Mektupları'nın izi sürülür. Mektuplarda Mitanni kralının kızı ile evlendiğinde altın kınında hediye edilen bir hançerden bahsedilir.
Firavun'un laneti ile başlayan çalışmalar, "UZAYLILAR" tarafından gönderildiğine inanılan hançerin sırrı bilim sayesinde çözülmüş olur.
Kaynak: mitologoscom
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız