Sanatçı bir anne ile bir ayı bakıcısı babadan dünyaya gelen güzelliği ve dans konusunda üstün yetenekli İmparatoriçe...Bizans döneminin en parlak döneminin yaşandığı İmparator Justinianus’un hanedanlıktaki evlilik kurallarını değiştirerek evlendiği kadın. 527 yılında I. Justinianus İmparator, Theodora’da imparotiçe tacını takmıştır.

Justinianus ile evlendikten sonra tüm siyasi arenada eşi ile birlikte rol alan Theodora’nın: ’Kraliyet moru en asil kefendir’ sözü ile tarihe geçecektir. 532 yılında düzenlenen eğlence yarışları tarihin en kanlı ayaklanmasına dönüştü. Nika Ayaklanması’ndan saatler önce taraftarlar Yeşil ve Mavi olarak ayrıldı. Takımların taraftarları yanlızca spor ve eğlence için değil politik olarak da ayrışmışlardı. At yarışlarının başladığı anda halk imparatora hakaret etmeye başlar. Saray 5 günlük kuşatma altına alınarak kent yangın yerine döner, Ayasofya yıkılır. İmparator senato yetkilileri ile düzenlediği toplantıda kaçma kararı almaktadır.

Theodora tüm fikirlerin imparatorun kentini terk etmesi yönünde olduğunu duyduktan sonra tarihi geçecek fikrini sunar: ‘İmparatorum bu dünyada doğan herkes bir gün ölecek. Sizin gibi hüküm süren birinin kaçak yaşaması ise kabul edilemez. Tüm olanaklarını kullanıp güvenli bir yere gitsen bile bir gün kendine kalmalıydım demeyecek misin? Bence ’Kraliyet moru en asil kefendir’. Ayaklanma ne yazık ki harabeye dönmüş kentte, 30.000 kişinin hipodromda öldürülmesi ile sonlanmıştır.

Kadınların zorla fahişelik yapmalarını engellemek için genelevleri kapatarak, kadınları özgürlüklerine kavuşturan, boşanma ve evlilik ile ilgili yasalar düzenleyen İmparatoriçe Theodora, kadın sığınma evleri kurmuştur. Getirdiği yasalar ile günümüzün Medeni Kanunu’nun temellerini atmıştır.

Sanatçı olarak kendini var eden, hanedanlık mensubu olmadığı halde tahtta söz sahibi olan İmparatoriçe Theodora ne yazık ki halkı ve aristokrasi tarafından hiçbir zaman kabul görmedi. Ama o inandığı doğrulardan ödün vermeden hayatını tamamladı.

 

 

 

 

Kaynak: mitologoscom