Avrupa efsanelerinde tatlı sularda yalayan ruhlar olan Melusina veya Melusine, belden aşağısı yılan veya balık, bazen de kanatlı olarak tasvir edilen kadınlardır. Denizkızına benzer şekilde tasvir edilirler.
Efsaneye göre Arnavutluk Kralı Elinas, orman içinde şarkı söyleyen Pressina isimli bir peri kızının söylediği şarkıdan çok etkilenir ve kıza aşık olur. Aşkı karşılık bulur ve evlenirler. Peri kızının kocasına tek bir şartı olur. O da doğum yaparken kendisinin yanına gelmemesidir.
Günlerden bir gün Pressina’nın doğum vakti geldiğinde Melusina, Meliot ve Palatina isimli üçüz kızlar doğar. Elinas karısına öncesinde söz vermiş olsa da doğum esnasında heyecanına yenik düşer ve yanına girer. Pressina, sözünde durmadığı için kızlarını da alarak kocasını terk eder.
Kızlar büyüdüklerinde babalarının, annelerine verdiği sözü tutmamasının intikamını almaya karar verirler. Babalarını tuzağa düşürerek öldürdüklerini öğrenen anneleri çok kızar. Kışkırtıcı olması yüzünden Melusina’yı cumartesi günleri belden aşağısı yılan olan bir yaratığa dönüştürür.
Efsanenin farklı bir versiyonunda ise üçüz kızlar babalarını öldürmeyip bir yere kilitlerler. Pressina yine öğrendiğinde bunu yapmalarına öfkelenir ve babalarına karşı yaptıkları saygısızlığı cezalandırır.
Melusina evlenir ve Siegfried isimli kocasından evlenirken ayda bir gün ve tüm gece boyunca kendisini yalnız bırakmasını ister. Kocası bu durumu kabul etse de tıpkı babası gibi, Melusina’nın yasak günde ne yaptığını merak eder. Yasak günde karısını gözetler ve yarı insan yarı yılan olduğunu fark eder. Melusina kocasının verdiği sözü tutmadığını öğrenince pencereden nehre atlar ve bir daha da görünmez.
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız