Akanthus adı Eski Yunanca Akanthos’tan gelir. Ake diken, anthos çiçek kelimelerinin birleşiminden oluşur.
Akdeniz dünyasının oldukça iyi tanıdığı bir bitki olan Akanthus, Antik Yunan mimarlığında Korint düzeninde yapılsa dayanmaktadır. Vaktin birinde herkesçe çok sevilen bir genç kız, hastalık sonucunda hayatını kaybetmiş. Dadısı genç kızı tüm özel eşyalarını doldurduğu bir sepetle beraber gömmüş. Kısa süre sonra kızın mezarının üzerinde Akanthus bitkisi yeşermiş ve tüm mezarı çevrelemiş.
Dönemin yetenekli mimarı Kallimakhos, bu etkileyici mezar süslemesini görünce çok etkilenmiş ve sütun başlıklarını Akanthus yaprağı motifleriyle süslemeye başlamış. Antik Çağ ve sonrasında Orta Çağ’da akanthus sembolik değerini genişletmiştir.
Bitkinin ölümsüzlüğü simgeleyen yaprakları cenaze arabalarını, toplumun önde gelen şahıslarının kıyafetlerini süslerken anıtlarda da çokça kullanılıyordu. Bununla birlikte akanthus bekareti ve işlenmemiş toprağı da temsil ediyordu.
Galen, Yaşlı Plinius ve Dioscorides bu bitkiye eserlerinde yer verirken Antik çağda pek çok hastalıkta hekimlerin onu idrar söktürücü olarak kullandığını da aktarırlar. Vergilius’a atfedilen bir anektoda göre Helen, Truva’ya annesi Leda’dan yadigar akanthus işlemeli bir duvak ile gelmiştir.
Akanthus Hristiyan sembolizminde günahın farkındalığı ve acısını temsil eder.
Yaprakları bilgelik ve güzel sanatları simgeleyen bitki, dikenleri ve iri gövdesiyle yaşam engellerini aşmayı temsil eder.
Türkçede yaygın adı ayı pençesi olan ve Antik Çağ mimarisinde önemli yeri olan Latince acanthus adlı bitki, literatürde çoğu zaman kenger, devedikeni ile karıştırılmıştır. Hem Türkçede hem de diğer dillerdeki arkeoloji ve mitoloji kaynaklarının bir kısmında bu iki bitkinin birbirinin yerine geçmesi söz konusudur.
Kaynak: Deniz Gezgin, Bitki Mitosları
Yorumlar
çok ilginç
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız