Türk mitolojisinde deniz tanrıçası olan Ak Ana, hiçbir şey yaratılmamışken ve yalnızca uçsuz bucaksız su varken sonsuz sulardan çıkarak, tanrı Ülgen’e yaratma ilhamını vererek sulara tekrar dalar.

Işıktan bir bedeni olan Ak Ana’nın başında gücü simgeleyen ve taca benzeyen zarif boynuzları bulunur. Alt kısmında denizkızı gibi çok uzun bir balık kuyruğu vardır. Kuyruğu hafif maviye çalan bir renktedir. Etrafında denizyıldızları dolaşır.

Hayatın başlangıcına dair ne varsa hepsine ruh vererek yaşam döngüsünü başlatır. Bazı söylencelerde, geyik şekline giren Su Ana ile Göktürkler'in atası ile evlenir. Çeşitli söylencelerde hep denizden çıkan varlık bir geyik olarak betimlenir. Beyaz renk suyu ve temizliği simgeler.

Ak Ana, the goddess of the sea in Turkish mythology, comes out of the endless waters when nothing was created and there is only vast water, and dives into the waters again, inspiring the god Ülgen to create.

The White Mother, who has a body of light, has graceful horns on her head, symbolizing power and resembling a crown. It has a very long fish tail like a mermaid on its underside. Its tail is a slightly blueish color. Starfish roam around.

It starts the life cycle by giving spirit to all that is related to the beginning of life. In some legends, he married Su Ana, who took the form of a deer, and the ancestor of the Göktürks. In various myths, the being that comes out of the sea is always described as a deer. White color symbolizes water and cleanliness.