Sümer ve Babil mitolojisinde yağmur, bereket, savaş, avcılık, fırtına, sel ve güney rüzgarının tanrısı olan Ninurta, Enlil veya Bel ile İnnini’nin oğludur. Ningirsu, Nimurta ve Nimuraş olarak da bilinir. Ninurta’nın kelime anlamı ‘Yeryüzünün efendisi’dir.
Çok sayıda efsanede Sümer halkını düşmanlarına karşı koruyan savaş tanrısı Ningirsu adıyla da bilinmekteydi. Sümer efsanesi Lugale, Ninurta’nın olağanüstü gücünü överek başlamakta ve tanrının şimşek ve tufanlarla kendine isyan eden bölgeleri cezalandırdığından bahsedilmektedir.
Ninurta onuruna düzenlenen bir festival sırasında yer ile gökyüzünün oğlu, etine mızrak ve balta işlemeyen bir iblis olan korkusuz Asag’dan kötü bir mesaj almıştır. Böylece bitki halkının kralı ve taştan yapılan askerlerden oluşan acımasız bir ordunun komutanı olan Asag’ın Ninurta’nın krallığını ele geçirme planları ortaya çıkmıştır. Ninurta hemen harekete geçerken önce Asag’ın ordusu üzerine çok büyük bir kasırga göndererek askerlerinin telef olmasını sağlamıştır. Bununla birlikte tanrının konuşma yeteneğine sahip asası Şarur düşman ordusunun dağda beklediğini fırtınanın diğer birlikler üzerinde etkili olduğunu söylemiştir. Şarur’u dinlemeyen Ninurta düşmanın üzerine saldırmaya niyetlenince Asag gerçek kuvvetleriyle karşı saldırıya geçmiş, durumun vahametini gören Şarur, Nippur’a uçarak Ninurta’nın babası Enlil’den yardım istemiştir. Enlil gökyüzünü kontrol eden asasını oğluna gönderince Ninurta savaş alanına hakim olmuş ve Asag’ı öldürmeyi başarmıştır.
Zaferden sonra Ninurta, dağlardaki su kaynaklarını Dicle nehrine yönlendirerek su hacmini arttırmış, dahası Asag’ın kırılan taş askerlerinden arta kalan taşları kullanarak tarlalara suyolları ulaştırmış böylece ülkesinde kıtlık olmasını engellemiştir. Böylece insanoğlu rüzgâr tanrısı Enlil’in oğlu Ninurta’ya verimli tarlaları ve üzerinde yaşama şansı elde eden canlıları borçlanmıştır. Ninurta dağlarda bu işleri yaparken, annesi Ninmah oğlunu özleyip yanına gelince kadının adı da “Dağın Hanımı” anlamına gelen Ninhursag olarak değişmiştir.
Ninurta, Anzu efsanesinde Me (tanrıların medeniyet yaratma gücü) ve Giş-hur’dan (tanrıların medeniyet planları) oluşan kader tabletlerini çalan Anzu adlı kuş formundaki bir iblisten geri alarak insan uygarlığını hatta tanrıları koruyan bir kahraman olarak tasvir edilmiştir. Ninurta bu efsanede Kuliana ejderhasını, Alçıtaşı’nı, Bakır devi, Altı başlı koçu, Samanana’yı, Dev boğayı, Palmiye Ağacı kralını ve Muşmahhu adlı 7 başlı yılanı öldürmeyi başarmıştır.
Ninurta ile Kaplumbağa adlı efsanede kader tabletlerini geri almayı başaran kahraman dünyayı yönetme planları yaparken bile tanrı Enki kilden bir kaplumbağa yaratıp, yeraltındaki tatlı suların çıkış noktasına yerleştirerek oğlunu engellemek istemiştir. Enki’nin kazdığı çukura düşen Ninurta’nın ayağını yakalayan kaplumbağa pençeleriyle kahramanın dışarı çıkmasını engellemiştir. Bu sırada Enki oğluna dağları yok eden gücünün, kahramanlığının nereye gittiğini sorup alay ederek ona bir ders vermek istemiştir. Sonunda aklı başına gelen Ninurta tuzaktan kurtulmayı başarmıştır. Kimi yazarlar Ninurta’nın Eski Ahit’te Nimrod adıyla anıldığını iddia etmişlerdir.
Kaynak: Özhan Öztürk- Dünya Mitolojisi
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız