Fatih Sultan Mehmet'in hocası olarak bilinir. Ancak o tarihte mikrop nedir ilk tanımlayan bilim adamıdır.
O, aynı zamanda devrinin en iyi hekimidir.
Maddetül Hayat (Yaşamın Kaynağı) isimli Tıp ve Eczacılık kitabı vardır. Bu kitabındaki mikrop tarifine bakılırsa Pastteur' dan (1879) yaklaşık 500 yıl önce mikrobu ve bulaşıcı hastalıkların nasıl yayılabildiğini açıklamıştır. Ancak henüz mikroskop olmadığı için ispatlayamamıştır. Basit mikroskoplarla ilk keşfi yapan ise 200 yıl sonra Leeuwenhoek isimli bir bilim adamıdır. Dünyada mikroskobun yaygın kullanımı 1665 civarıdır.
Osmanlı döneminde ise ilk mikroskop 1800 sonlarında bir botanik bilimci olan Esad Şerafeddin tarafından Avrupadan getirtilerek kullanılmaya başlanmıştır.
Akşemseddin Hazretleri Mikrobu tohum sözcüğü ile ifade etmektedir. İlgili ifadesi;
“Hastalıkların insanlarda teker teker ortaya çıktığını sanmak hatadır. Hastalık, insandan insana bulaşmak suretiyle geçer. Bu bulaşma, gözle görülmeyecek kadar küçük, fakat canlı tohumlar vasıtasıyla olur” şeklindedir. Ayrıca ;
“Bütün hastalıkların çeşitli olması nedeniyle, bitki ve hayvanlarda olduğu gibi, tohumları ve asılları vardır.” ifadesi de yer alır. (Türkçesi ve özetle) Avrupada o dönemlerde bu hastalıklar (cüzzam- veba- frengi) Tanrının bir cezası olarak yorumlanıp kitleler halinde ölümler izlenirken, Akşemseddin Hazretleri bulduğu bitkisel tedavi yöntemleri ile tedavi ediyordu. Kitabında ayrıca bitkisel tedavi (Fitoterapi) yöntemlerini de anlatır.
"Fiziksel özellikler kalıtımla geçer." ifadesi de dikkat çekicidir.
Yazıyı Akşemseddin Hazretlerinin pek çok şiirinden birinin bir dizesi ile sonlandıralım...
"Dertli olursan derman bulursun, yoksa; dertsize derman nasıl bulunur..."
Bu arada Göynük / Bolu çok güzel bir yöremizdir. Akşemseddin Hazretlerini de ziyaret etmenizi öneririm. Pişman olmazsınız. (Fotoğraf: Göynük Kanyonu)
Yorumlar
Elinize sağlık
O dönemde mikropların varlığı tahmin ediliyormuş demek
Ellerinize sağlık
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız