Kulak, alın veya rektal ateş (bebeklerde) sınırı 38 derece,
Ağızdan ölçülen ateş sınırı 37.8 derece,
Kol altından ölçülen ateş sınırı 37.2 derecedir. Bu sınırların üstü ateş yükselmesi kabul edilir. 
Yataktan kalkınca veya aşırı hareket (spor, yoğun iş temposu gibi) sonrası vücut ısısı yükselir. Şüpheleniliyorsa yaklaşık 20 dakika dinlendikten sonra ateş ölçülmelidir.
 

Ateş yüksekliğinden fazla endişe duyulmamalıdır. Yapılan hayvan deneylerinde patojen enjekte edilen hayvanlarda ateşin yükselmesi önlenenler ölmüş, ateşi yükselenler yaşamıştır. Ateş; 
-Savaşçı hücrelerin (nötrofil, lenfosit gibi) hareketini artırır.
-Sitokin grubunda olan interferon denilen savaşçı maddelerin etkinliğini artırır.
-Savaşçı T lenfositlerin bölünüp çoğalmasını artırarak mikrop aktivitesini azaltır. 
 

Ateş en fazla enfeksiyonlarda vücudun savaşmasının bir sonucu olarak görülür. Vücudun ısı ayar merkezi beyindeki hipotalamus bölgesidir. 42 derece ve üstünde hipotalamus zarar görebilir. Mikroplar yani patojenlere karşı  immün sistem tarafından koruma amacıyla salgılanan sitokin adı verilen maddeler, hipotalamusu uyararak vücut ısısının yükselmesine neden olurlar. Çalışmalar göstermiştir ki iç organ ısıları, yaşamla bağdaşan derecelerde olmak kaydıyla, çevre ısısı ne olursa olsun değişmemektedir. 
 

Çocuklar 39-39.5 derece ateşlere daha dayanıklıdırlr. Yetişkinlerin dayanıklılığı daha azdır. Yetişkinler için tehlike sınırı 39.4 derecedir. 
Hastalıklarda ateş 38 derecenin üzerinde ise ateş düşürücü verilebilir. 39 derece civarı ise daha fazla yükselmemesi için müdahele edip gözlenmelidir. 42 derece üzerinde beyin hasarına neden olabilir. Çok nadir bir durumdur. (Sıcak havalarda arabada bırakılan çocuklar gibi)

 

Ateş yükselince;
Titreme ve üşüme olacaktır ama kat kat giyinip, ısıtıcıyı açıp, kat kat örtünmek ateşin daha da yükselmesine neden olur. Tam tersi hareket edilmelidir. Mevsim sıcaklığına göre ince ve rahat giyinmek, odayı havalandırmak, gerektiğinde ılık duş almak ve yatmaktansa oturmak ve mümkünse normal aktivitede olmak, soğuk kompres uygulamak (ıslak havlu gibi) ateş düşürmede faydalı olacaktır.
 

Ayrıca ateşin yüksekliği hastalığın ciddiyeti ile doğru orantılı değildir. Yani ateş ne kadar yüksekse hastalık o kadar ciddi demek yanlıştır. Ateş cevabı kişiden kişiye değişir.
Ateş oldukça geniş bir konudur. Pek çok hastalığın göstergesi olabilir. Mikrobik enfeksiyonların yanı sıra bazı otoimmün hastalıklarda (romatizma gibi) ve tümörlerde de ateş yükselebilir. Ateş nedeni ile doktora başvurmadan önce ;
-Kaç dereceye kadar yükseliyor.
-Hangi yöntemle hangi bölgeden ölçüm alınıyor.
-Ne zamandır var. 3 haftadan daha uzun süredir varsa ayrıntılı bir muayene yerinde olur.
-Günün hangi saatlerinde daha yüksek oluyor. Örneğin gündüz normalken gece mi yüksek oluyor.
-Beraberinde hangi bulgular var. Örneğin burun akıntısı, baş ağrısı, aşırı terleme, kilo kaybı gibi kaydedilmelidir.
 

Bir yanlış bilgiyi daha düzeltmek gerekir. Antibiyotikler ateş düşürücü değildir. Her ateşte antibiyotik vermek çok yanlıştır. Antibiyotikler yararlı mikropları da öldürür ve gereksiz kullanıldığında mikropların direnç kazanmasına neden olur. Bir başka hastalıkta antibiyotik vermek gerektiğinde ya etki etmez ya da daha yüksek dozlarda ve daha uzun süre kullanmak gerekir.  Viral hastalıklarda antibiyotik faydasızdır. Ancak viral hastalıklarda direnç düştüğünden bir de bakteriyal enfeksiyon eklenirse o zaman antibiyotik düşünülebilir. Bunun göstergesi, viral hastalıkta ateş düştükten sonra, bir zaman normal seyredip sonra yeniden yüksek değerlere ulaşmasıdır. Bu durumda tekrar doktora başvurulmalıdır.

*Paylaşımlar kısa bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi önerisi değildir.