Türkiye’nin zengin bitki türleri arasında çok sayıda zehirli bitki de bulunur. Bunlardan en eskisi baldırandır (Conium maculatum). Maydanozgiller ailesinin bir üyesi olan baldıranlar bir ya da iki yıllık otsu bitkilerdir. Beyaz renkli çiçekleri, tüysüz gövdeleri, dalsı yapıları ve kötü kokularıyla dikkat çekerler. Boyları 120-180 cm (en fazla 200 cm) kadar olur. Yaprakları ezilirse kötü koku bırakır.
Yayılımcı (istilacı) özellik gösteren baldıranlar deniz seviyesi ile 2400 metre kadar yüksek bölgeler arasında yaşar. Dere, yol ve tarla kenarlarında bulunan baldıran ülkemizin hemen hemen her yerinde görülür. Baldıranların yaprakları, özellikle de meyveleri zehirlidir. Zehirleri sinir ve solunum sistemi üzerinde etkilidir. İnsanlar için 6 gramının, at ve sığır gibi hayvanlar içinse 2-5 kg kadarının öldürücü olduğu biliniyor.
Baldıranın zehiri çok sayıda “piridin alkaloid” denen biyokimyasal maddeden kaynaklanır. Bunlardan “coniine” adlı bileşik nikotine benzer bir yapıdadır, nörotoksik (sinir sistemini zehirleyici) etki gösterir. Baldıran ağı otu, ağu otu, hırhındilik, körek, şemsiye otu, yılan otu, şeytantersi olarak da bilinir. Baldıran Eski Yunan’da mahkûmların zehirlenerek idam edilmesinde kullanılmıştır. Bunlardan en ünlüsü Yunan filozof Sokrates’in (MÖ 399) baldıran suyu içirilerek idam edilmesidir. Sokrates’in öğrencisi Platon da bu ölümde zehirin etkilerini tanımlamıştır.
Yorumlar
ne kadar değişik bir ismi var ilk defa duydum
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız