Kullanım yerleri:
-Havaalanları ve sınır giriş-çıkışlar
-İş yerleri personel takibi
-Kiralık kasa erişimi
-Bilgisayar, cep telefonu güvenliği
-Hasta takibi
-Suçluların takibi gibi pek çok alanda kullanılmaktadır.
 

Başvurulan yöntemler:
Parmak izi, Göz izi, Avuç içi izi en yaygındır. El geometrisi az tercih edilir.
Ayrıca  kulak izi ve kalp izi çalımaları umut vericidir. Ek olarak yürüyüş, beyin dalgaları, DNA, yüz şekli, ses, el yazısı, koku da kişiye özeldir.
Günümüzde en yüksek hassasiyette kimlik belirteci DNA tespitidir. Ama halen en yaygın kullanılan parmak izidir. Bunun yanısıra göz izi taraması şirket veya kurum çalışanlarının giriş çıkış kontrollerinde ülkemizde de yaygınlaşıyor. Kulak şekli ve kalp atım şekli kimlik tespitinde başarılı olabiliyor. Yüz şekli ve yürüyüş yapay zekaya yüklendiğinde kamera izlenimleri ile kimlik tespiti oldukça kolay oluyor. 
 

Parmak izi: Gebelik sırasında 10-17. haftalar arası oluşur. Parmak uçlarındaki deri katmanlarının oluşumu ile şekillenir. Bebeğin kandaki oksijen düzeyi, kan basıncı, hormon düzeyleri, içinde bulunduğu sıvı basıncı ve akışkanlığı ile belirlendiği için herkeste farklı gelişir. Bugün sadece suçlu tespiti için değil özel elektronik cihazların güvenlik şifresi olarak ta kullanılmaktadır. 
 

Göz izi: İris (renkli kısım) kişiye özeldir. Rengi ve hücre dokusu genetiktir. Doğumdan sonra 4. aya kadar farklılaşabilir ama bu süreden sonra değişim olmaz.  Benekleri ve girinti-çıkıntıları kişiye özeldir. Bu nedenle kimlik tespitinde tarayıcı cihazlarda kullanılabilmektedir. Ancak bazı göz hastalıklarında kullanılamaması ve tarama sırasında yayılan ışığın rahatsızlık vermesi dezavantajıdır.
 

Avuç içi izi: Daha az sayıda veri daha kısa sürede işlenebilir. Hata oranları düşüktür. Cihazlar küçük ve maliyeti de azdır. Hastanelerde kullanılmaktadır.
El geometrisi:  Özel kamera ile elin üst ve yan fotoğrafları alınıp kaydedilir. Güvenlidir ama kullanılan tarayıcı cihazlar büyük ve maliyetlidir.
Kulak izi: Kulak şekli herkeste farklıdır. Hatta iki kulak bile tıpatıp aynı değilidr. Kulak şekli zamanla değişmez. Bu nedenle biyometrik özellik olarak kabul edilebilir. Yüz tanıma tekniği ile aynı etkinliğe sahiptir. Kulak izi almanın parmak izi almak gibi henüz standart bir yöntemi yoktur. Uygulanan basınç ölçüsüne göre değişebilmektedir. Bu nedenle henüz yeterli arşiv kaydı yoktur.
 

Kalp izi: Kalp ritim çizelgesinde (EKG) tepeler, çukurlar, düz çizgiler, çizgi aralıkları hep kişiye özeldir. Kişi bazı durumlarda kalp atış hızını kontrol edebilse de bu şekilleri isteğine göre değiştiremez. Ülkemizde geniş kapsamlı yapılan bir çalışmada EKG sinyaleri belirlenen parametreler bir cihaza yüklenmiş, sonradan tanıması programlanmış ve kimlik tespitinde doğruluk oranı %100 bulunmuştur. (Başkent Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği TUBİTAK destekli Proje-2020)
 

*Ek olarak ölüm sonrası kimlik tespitinde önemli yeri olan diş izini de unutmamak gerekir. Diş izi, Adli Tıpta ceset kimlik tespitinde oldukça önemlidir. Diş Hekimlerinin hasta kayıtlarını düzenli tutmaları ve muhafaza etmeleri gerekmektedir. 
*Lütfen sosyal medya ortamlarında fotoğraf paylaşırken (yüz, göz, kulak, avuç içi, el vs) bir kere daha düşünün.