İlk kez 16. yüzyılda Güney Amerika’da keşfedilen ananas meyvesi, o günden sonra önce Avrupa’da daha sonra ise tüm dünyada tanınan ve sevilen bir meyve haline geldi. Kendine has görünümü, ekşi- tatlı lezzeti ve bol lifli yapısı sayesinde ananas hem tek başına yeniyor hem de farklı yiyecek ve içecek karışımlarına dahil ediliyor. Bir zamanlar lüks bir tropikal bir meyve olarak görülse de artık ülkemizde de yetiştirildiği için çok daha kolay bir şekilde ulaşabiliyoruz.
Tabii bu yazıyı yazmamızın nedeni okuyucularımıza lezzetli bir meyve tanıtmak değil. Ananas bütün bu leziz özelliklerinin yanı sıra aynı zamanda doğanın bir mucizesi olarak vücudumuza sayısız yarar sağlıyor. Elbette her doğal ürün gibi ananasın da özellikle bazı kişilerde, zararları olabiliyor.
Ananasın besin değeri:
- 83 kalori
- 7 gram yağ
- 1 gram protein
- 6 gram karbonhidrat
- 3 gram lif
- Günlük ihtiyaca göre;
- %88 C vitamini
- %109 magnezyum
- %11 B6 vitamini
- %20 bakır
- %11 tiamin
- %7 folat
- %4 potasyum
- %5 niasin
- %7 pantotenik asit
- %4 riboflin
- %3 demir
Ananas C vitamini açısından son derece zengin olduğu için bir porsiyon ananas ile günlük C vitamini ihtiyacınızın üçte birini karşılayabilirsiniz. Kemik oluşumuna katkı sağlayan magnezyum açısından da zengin olduğu için bir porsiyon ananas ile günlük magnezyum ihtiyacınızın tamamını karşılamanız mümkün.
Bağırsaklarımız için olmazsa olmaz lif ihtiyacının yüzde 10’unu karşılayan bir porsiyon ananas aynı zamanda tiamin, niasin, B6, folat gibi B vitaminleri açısından son derece zengindir.
Antioksidan açısından zengindir:
Vücudumuzdaki kararsız ve serbest moleküller nedeniyle oluşan oksidatif stres; kronik enflamasyona, zayıf bir bağışıklık sistemine, kalp hastalığına, diyabete ve bazı kanser türlerine neden olabilir. İşte ananasın içinde bulunan flavonoid ve fenolik gibi antioksidanlar sayesinde bu stresin olumsuz etkileri minimuma indirilir.
Sindirim sistemine olumlu etkisi vardır:
Ülkemizde çok yaygın olmasa da pek çok ülkede kırmızı ve beyaz et ile birlikte ananas servis edildiğini görebilirsiniz. Bunun nedeni, et gibi sindirilmesi zor gıdaların sindirilmesinde yardımcı etken olmasıdır. İçinde bulunan bromelain isimli bir enzim grubu sayesinde protein moleküllerinin parçalandıktan sonra bağırsak tarafından daha kolay emilmesine yardımcı olur. Özellikle sindirim enzimlerinin üretilmediği pankreas rahatsızlıklarında son derece önemlidir.
Kanser riskini azaltır:
Kanser hastalığı, vücudumuzdaki kanserli hücrelerin büyüyüp yayılması nedeniyle ortaya çıkar. Ananasta bulunan bromelain ve benzeri bileşikler, kanserli hücreleri büyüten oksidatif stresi ve inflamasyonu azaltır. Bu bileşenler aynı zamanda gelişmiş meme, cilt, kolorektal ve safra kanalı kanserlerinde hücre büyümesini baskılar ve kanser tedavisini destekler.
Bağışıklık sistemini güçlendirir:
Dünyada birkaç yüzyıldır biliniyor olsa bile aslında ananas Güney Amerika uygarlıkları tarafından antik dönemde bile kullanılmaktaydı. Çünkü içinde bulunan bileşenler bağışıklık sistemini güçlendirdiği gibi iltihaplanmayı da azaltır. Yapılan çalışmalarda günde 140 gram ananas yiyen ya da ananas suyu içen kişilerin viral ve bakteriyel enfeksiyon riskinin azaldığı, kronik sinüzit sahibi kişilerde ise iyileştirici etki yaptığı görüldü.
Artrit ağrılarını azaltır:
Artrit dediğimiz genel olarak eklemlerdeki iltihaplanmalar sonucu ortaya çıkan ağrılardır. Ananasın içinde bulunan bromelain ve diğer enzimlerin sahip olduğu anti inflamatuar özellikler, artrit ağrılarını azaltmaktadır. Aynı özellik sayesinde ananas, kıkırdak dokusu bozulmalarını ve iltihaplanmaları da önlemektedir. Yani aynı zamanda koruyucu etkiye sahiptir.
Kasların ve yaraların iyileşme sürecini hızlandırır:
Küçük ameliyatlar ya da aşırı egzersiz sonrası vücudumuzda oluşan bazı yaraların ve kas yıpranmalarının iyileşme süreci uzun sürebilir. Ananas hem bu durumunda azalan karbonhidrat depolarının yenilenmesini sağlar hem de anti inflamatuar özelliği ile iyileşme sürecini hızlandırır. Oluşan iltihabı, şişliği, morarmayı ve ağrıyı da azaltmaktadır. Özellikle cilt yaralanmalarındaki olumlu etkisi hızla görülmektedir.
Kilo vermenize yardımcı olur:
Yukarıda listesini verdiğimiz ananasın besin değerine baktığımız zaman sık sık yenmediği takdirde kilo almanıza neden olmayacağı görülüyor. Bunun yanı sıra lifli yapısı sayesinde kilo vermenize de yardımcı olacaktır. Özellikle yoğurtla birlikte yerseniz uzun süre tok da tutacaktır. Kulağa garip gelebilir ama et ile ya da pilav ile de ananas yiyebilirsiniz, yeter ki damak tadınıza uygun bir tarif bulun.
Ananasın Zararları
Elbette doğal bir ürün tüketirken aklımıza gelecek ilk şey alerji olacaktır. Ananas yaygın bir alerjen değil ancak yedikten sonra ciltte kaşınma, kızarıklık, karın ağrısı, kusma, ishal, nefes alma zorluğu gibi belirtiler ortaya çıkıyorsa en yakın sağlık kuruluşuna gidin ve bir daha ananası ağzınıza sürmeyin, belli ki alerjiniz var.
Ananas sonuçta bir meyve ve içinde şeker var. Bu nedenle diyabetli kişilerin porsiyonlarını küçük tutmasında yarar var. Diyabetli değilseniz ya da alerjiniz yoksa bile çok fazla yememeye özen gösterin çünkü mide bulantısı ve ishal yapma riski bir hayli yüksek.
Ananasın belki de en büyük riski kan pıhtılaşması ile ilgilidir. İçinde bulunan bromelain yararlı olduğu kadar kan pıhtılaşması üzerinde de etkilidir. Eğer kan sulandırıcı kullanıyorsanız tükettiğiniz ananas miktarını sınırlandırmanızda yarar var.
Ananas hamilelikte yenir mi, emziren anne yiyebilir mi?
Yukarıda uzun uzun anlattığımız gibi ananas son derece yararlı bir meyve ve hamileyken yenmesi öneriliyor. Ancak porsiyonlarınızı küçük tutmanızda yarar var çünkü çok fazla tüketildiği zaman serviks yumuşamasına neden olabilir. Emziren annelerde ise durum biraz farklı. Onlara da önerilir ancak gaz yapma riski yüksek olduğu için sorun yaratabilir. Yine de dozunda yemenin zararı olmaz.
Lezzetli olduğu kadar şifalı da olan ananasın yararları nelerdir, zararları var mı gibi merak edilen soruları yanıtladık. Anlattıklarımız yalnızca bilgilendirme amaçlıdır. Tüm sağlık konularında olduğu gibi ananas tüketimi hakkında da en doğru ve size özel bilgiyi uzman bir hekimden almanız gerektiğini unutmayın.
Kaynak: 1
Yorumlar
Ananas da öyle boş değilmiş
ANANASI ARTIK DAHA DA ÇOK SEVİYORUM.
ananasın içinde bizi yiyen bir bakteri olduğu doğru mu
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız