Dünya Sağlık Örgütü tarafınca önerilen, ülkemizde meme, kalın bağırsak ve rahim ağzı kanseri için toplumun kaynaklarına ve hastalık yüküne uygun olarak tarama programları yürütülmektedir.
Bir tarama programının başarıya ulaşabilmesi için toplum tabanlı olması ve hedef nüfusun %70’ni kapsaması gerekmektedir. Sağlık Bakanlığımızın “Sağlıkta Dönüşüm Programı” ile toplum tabanlı kanser taramalarına yönelik, ülke genelinde Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezleri (KETEM) kurulmuş olup hâlihazırda ülkemizde 33’ü mobil olmak üzere 198 adet KETEM mevcuttur.
Meme kanseri taramaları, 40 yaşından itibaren kadın nüfusa; gelişmiş teknolojiye sahip mamografi cihazları ile yapılmaktadır. Bundan dolayı tarama oranlarının etkin düzeylere ulaşmasını ve halkın katılımını arttırmak amacıyla KETEM’ler de bulunan mamografilerle ile halihazırda hizmet yürütmekte olan mobil mamografi cihazlarının yanı sıra alınan 10 adet yeni mobil mamografi cihazı 2016 yılı başında hizmet sunumuna başlamıştır. Yeni mobil mamografilerle birlikte mobil mamografi sayısı toplamda 33’e ulaşmıştır. Mobil ünitelerde ve KETEM’lerde çekilen mamografi görüntüleri Ankara’da Hacettepe Teknokentinde kurulan raporlama merkezine online olarak aktarılmakta ve her mamografi en az iki radyoloji uzmanı tarafından 10 gün içinde merkezi olarak raporlanmaktadır. Aile hekimlerimizin katkısı, yeni açılan mobil ve yerleşik KETEM’ler ile meme kanseri taramalarına katılımın her geçen gün artması hedeflenmektedir.
Kalın bağırsak kanseri taramaları, dışkıda gizli kan saptanıp kolonoskopi yapılan kişilerde henüz kanserleşmemiş polip halindeki tümörler tespit edilerek kanser gelişmesi önlenebildiği gibi kanser gelişmiş olan olgularda da erken teşhis ile ölüm oranları azaltılmaktadır. Ülkemizde de KETEM’lerde ve Aile Sağlığı Merkezlerinde 50 yaşından itibaren kadın ve erkek nüfusa; kalın bağırsak kanseri taraması gaitada gizli kan kiti yardımıyla hızlı, pratik ve güvenilir şekilde yapılmaktadır
Rahim ağzı kanserleri taramaları, Son yıllardaki bilimsel veriler serviks kanserlerinin taranmasında HPV DNA testlerinin çok daha etkin olduğunu göstermektedir. HPV testlerinin hem duyarlılığı smeara göre daha fazladır hem de numune alınması daha kolaydır ve testin çalışılması aşamasında uzman bağımlılığı yoktur. Serviks kanseri üzerine yapılan çalışmalar göstermiştir ki bu kanserden %100 e yakın oranda HPV sorumludur. Ülkemizde de rahim ağzı kanserleri 2014 yılından itibaren HPV-DNA testi ile taranmaya başlanmış olup, bu hizmet KETEM ve aile sağlığı merkezlerinde ücretsiz olarak verilmekte ve 30-65 yaş arası kadınlarımız 5 yılda bir yaptırabildikleri bu testlerle taranmaktadırlar.
Büyük çoğunluğu önlenebilir bir hastalık türü olan kansere karşı toplumsal bilinci artırmak amacıyla her yıl 4 Şubat’ta Uluslararası Kanser Kontrol Örgütü (UICC) tarafından dünya genelinde kampanyalar düzenlemektedir.
Yorumlar
Bu uyarılara kulak vermek lazım. Pandemi sürecinde maalesef unutuldu.
Ne kadar erken anlaşılırsa o kadar iyi
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız