VURGUN HASTALIĞI, HAVA EMBOLİSİ VE AZOT SARHOŞLUĞU
Tüplü Dalış Kursunda ilk öğretilen konu 'Vurgun Hastalığı' dır. Diğer bir ifade ile; tehlikeyi bil, hayatta kal ve hayat kurtar.
Su altında her 10 metrelik dalışta 1 atmosfer basıncı artış olur. Yani 30 metrelik bir dalışta 4 atmosfer basınca (yüzeydeki 1+3 = 4 katı) maruz kalınır. Tüpler, hangi derinliğe dalınıyorsa aynı basınçda hava solunulacak şekilde ayarlanır. Böylece dalgıç sualtında solurken sıkıntı yaşamaz.
Soluduğumuz havada %79 Azot, %21 Oksijen bulunur. Su altında basınç daha fazla olduğu için tüplü solunum ile alınan azot kanda çözünür. Kurallara uygun olarak yüzeye çıkılırsa (hangi metrede kaç dakika kalınacağı belirlenmiştir) zamanla bu fazla azot atılır ve sistemler normale döner. Bunun için su altı derinliği ve kalış süresi önemlidir. Kişinin en erken ne zaman tekrar dalabileceğine de bu bilgiler doğrultusunda karar verilir.
Yüzeye çok hızlı çıkılırsa aniden düşen basınç etkisi ile gaz halindeki azot, kabarcıklar oluşturur. İşte oluşan bu kabarcıklar damarları tıkar ve bütün organlarda şikayetlere sebep olur. Vurgun olayı kısaca bu şekilde tanımlanır. Bulguların şiddeti derinlik ve çıkış hızı ile alakalıdır. Baygınlık hissi, yer-yön kaybı, nefes alamama, eklem ağrıları, karın ağrısı, baş ağrısı, nörolojik bulgular gözlenebilir.
Tedavide hiperbarik oksijen (basınç odası) uygulanır. Basınç odalarında 1 atmosfer basıncından yüksek %100 oksijen belli süre ve seansta solutularak tedavi sağlanır. Bu konu ile Sualtı Hekimliği ve Hiperberik Tıp Uzmanlığı Bölümü ilgilenmektedir. Kişi en yakın basınç odasına ulaştırılıncaya kadar bulguların şiddetine göre gerekli tedavi planı hazırlanır. Eğer en yakın basınç odasına hava yolu ile ulaştırılması gerekiyorsa uçakta kabin içi basıncının belli bir düzeyin üzerine çıkmaması için yetkililer uyarılmalıdır. Günümüzde Hiperbarik Oksijen Tedavi Merkezi birçok ilimizde mevcuttur.
Yüzme havuzlarında da derin nefes alıp daldıktan sonra yüzeye çıkarken bu hava yavaş yavaş verilmelidir. Çünkü derinlerde basınç etkisi ile akciğerlerdeki hava keseleri büzüşür ve yüzeye çıkarkan bu hava yeniden genişler. Hızla ve nefes vermeden çıkılırsa aniden genişleyen bu hava akciğerdeki hava kesiciklerini patlatır. Bu sıkışan hava dolaşıma geçer ve hava embolisi denilen durum olabilir. Bu olayla çok derinlere dalmadan da karşılaşılabilir. Dikkatli olmak gerekir.
20 metreden daha derinlere yapılan bazı dalışlarda, dalgıçta azotun basınç etkisinin artmasıyla azot sarhoşluğu denen durum görülebilir. Beyindeki yağ dokusu tarafından emilen azotun narkoz etkisi yapması sonucu olduğu düşünlüyor. Sesemlik, hayal görme, zihinsel aktivitelerin azalması şeklinde yansır. Dalış eşi tarafından farkedildiğinde, uygun hızda yeteri kadar yükselince bulgular azalır ve geçer.
*Paylaşımlar kısa bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi önerisi değildir.
Yorumlar
Dalış konusunda bilgim olmadığı için bilmiyordum, teşekkürler
Çok güzel bir yazı olmuş ben hep vurgun yemenin nedenini merak etmiştim ama yeterli bir açıklama bulamamıştım teşekkürler
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız