İçinde bulunduğumuz pek çok durumu veya yaşadığımız pek çok olayı günümüzde aklımızı kullanarak çözebiliyoruz. Bir doğa olayı olduğu zaman bunun sebeplerini anlayabiliyoruz. Uzayı inceliyoruz veya mikroskoplarla bizden çok daha küçük canlılara bakıp hastalıkların sebeplerini görebiliyoruz. Tarımda inanılmaz tekniklerle çok fazla gıdayı çok kısa sürede çıkarabiliyoruz. Bugün insanlık pek çok şeyi kendi başına yapabiliyor, aklını kullanarak yapabiliyor.
Ancak insan aklının yetmediği her türlü durumda bir şeyleri arasında bağlantı kurup ona inanma eğilimindedir. Burada inanma refleksiyle aklı kullanmak arasındaki fark şudur. Aklı kullanmak bilgiyle ve deneylerle hareket etmek demektir. Deneme yanılmayla hareket etmek demektir. Örneğin, örnekte de verdiğim gibi hava olaylarının nasıl ortaya çıktığını bilmek yani meteorolojiyi kullanmak bir akıl işidir. Ama şu anda bilmediğimiz bir durum düşünelim.
Örneğin uzayda hayat var mı? Bu esmi olarak açıklanmış bilgi değil bazı kurumlar tarafından. Yani bu bilgiye doğrulayanlar da var, doğrulamayanlar da var insanlar arasında. Bu sebepten dolayı biz insanlar olarak şunu diyebiliriz. Uzayda hayat olduğuna inanıyorum. Olabilir. Ya da olmadığını inanıyorum, olmaya da bilir. Ortada hayatın olup olmadığına dair kesin bir bilgi yok bu insanlarda. Ama kendilerini ellerinde olan veya olmayan bilgiye göre çıkarımlar yapıyorlar. İşte inanmak da buna benziyor.
Yorumlar
İnanmak farklı bir kavram bence
İnanç izah edilemeyen durumlarda oluşur
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız