Bildiğimiz ana akıma göre kalp aslında ruhun merkezi deriz ama Antik Mısırlılar beynin aklın yuvası olduğunu söylüyorlardı. Tinsel zihin ve fiziki olan bedenin ayrı olduğu da savunuldu lakin, beyin her zaman ikisinin buluşma noktası oldu.

Descartes zihin ve beden denen kavramların beyinin ana merkezinde yer alan epifiz bezinde buluştuğuna inanıp savundu. Aslında biyolojik psikoloji çerçevesinden bakıldığında beynimiz ve sinir sistemimiz aslında bir arayüzdür. Bu arayüz tahmin edildiğinin aksine beynimiz ve sinir sistemimiz arasında değil benlik özümüz ve dış dünya arasındadır.

Duyu organlarımız ile sahip olduğumuz bilgiler beynimize iletilir burada sonuca bağlanıp talimatlar gönderilir bedene. Bu talimatlar ile davranışlarımızı ve hareketlerimizi kontrol ederiz. Dış dünya iletişime geçmemizi sağlamasının yanında beyin sinir ağlarımızla gelen verilerin yönetim odasıdır.

Sinir ağlarımız bilincimizi, deneyimlerimizi, algılarımız, hissettiğimiz dış dünya olaylarını muhakeme edebilelim diye beynimize iletir, burada gerekli sonuçlandırılma yapılar ve gerekli eylem bu eylem düşünmek bile olsa gerçekleştirilip sonuca bağlanır.