Ağustos 24, 2025

Bir Sürü Doğru Yaratmak

Aslında, eğer paralel evrenler teorisini saymazsak veya böyle bir teorinin gerçek olmadığını düşünürsek, sadece bir tane gerçeğin, bir tane doğrunun olması gerekir. Ancak, bu teorinin bile var olup olmadığı hakkında kesin bir bilgimiz yok. Eğer paralel evrenler teorisi varsa, aslında bir sürü gerçeklik, bir sürü doğru ve bir sürü yanlış var. Ancak, söz konusu olan doğrular, gerçekler olduğunda, onlardan bir sürü olanı aramak için paralel evrenler teorisine bakmamıza gerek yok. Aslında, insanlık tarihine baksak, bir sürü doğrunun nasıl oluştuğunu anlayabiliriz veya bir sürü gerçeğin.

 

Bundan 5000 yıl kadar önce, yazının bulunduğu dönemlerde, insanlık pek çok doğruya, pek çok gerçeğe sahipti. Bir sürü tanrıları vardı. Veya öyle düşünüyorlardı, var olduklarını düşünüyorlardı. Bir sürü gerçekliği vardı. Kimisi Zeus dedi, kimisi ise Thor dedi. Farklı bölgelerde, farklı gerçeklikler, farklı isimler yaratıldı. Bu bile bundan binlerce yıl önce pek çok doğrunun var olduğunu gösterebiliyor bize. Ondan sonra, semavi dinler ortaya çıktı. Yani, tek tanrılı dinler. Aslında bu, insanın doğru olan tek bir şeyi, arayışının en önemli göstergelerinden biriydi.

Bir Sürü Doğru Yaratmak

Ancak bu da tutmadı. Çünkü tek bir tanrı olduğunu söyleyen Yahudiliğin ardından Hristiyanlık ve İslamiyet ortaya çıktı. Bir de bütün semavi dinler kendi içlerinde gruplara ya da mezheplere ayrıldığı zaman bir bakmışız ki yine bir sürü doğru oluşuvermiş. Aslında buradan da şunu anlıyoruz ki tek bir doğruya ulaşamamak aslında insan doğasının, insan yapısının bir sonucu. İnsanlık tek bir semavi dini icat ettiğinde veya onu bulduğunda herkes ona inanmayı seçebilirdi. Ama böyle olmadı. Bir sürü farklı görüş, bir sürü farklı düşünce ortaya çıktı. Bir sürü farklı inanç ortaya çıktı. Dolayısıyla yine bir sürü doğru yaratılmıştı. Bunca doğru, bunca gerçek aslında insan doğasının bir sonucu. İnsanların yarattığı şeyler.

 

Tüm bunlar yaşanırken insanlık antik dönemlerde felsefe ile tek bir doğruyu bulmayı zaten deniyordu. Ancak bu yöntem düşünceye dayalı olduğu için yine bir sürü doğru ortaya çıkarıyordu. Reform ve Rönesans çağına geldiğimizde ise insanlar tek bir doğruyu bulmak için çok daha etkili bir yöntem denedil ve hala da günümüzde geçerli bir yöntem bu. Adına bilim diyoruz. Bilim, hakikati bulmak konusunda gerçekten de insanlara çok büyük yollar gösterdi. Bugün insanların hücrelerden oluştuğunu, bitkilerin hücrelerden oluştuğunu biliyoruz. Atomları ve çekirdeklerini biliyoruz. Işığın hızını biliyoruz ve daha da fazlasını biliyoruz. Tüm bu gerçeklere ve tek olan bu doğrulara bilim sayesinde ulaştık. Dünyanın bir manyetik alanı olduğunu biliyoruz. Bunları bize bilim sundu. Ancak bilim bize sadece materyallerin gerçeklerini sunabildi. Peki materyali olmayanların gerçekleri ne olacak? İşte burada bilimin çaresiz kaldığı alanı görüyoruz aslında.

Bir Sürü Doğru Yaratmak

İnsanlığın doğruyu ve gerçeği arayışında bilim, din ve felsefenin yerini güçlü bir şekilde almıştı. Ancak günümüzde bilim ve teknolojinin yarattığı aygıtlar sayesinde yine bir sürü doğru, bir sürü gerçek oluşturmaya devam ediyoruz. Bugün teknoloji sayesinde sosyal medya var. Haber kanalları var. Kitlesel iletişim araçları var. Ve bununla birlikte bu araçlarla milyonlarca doğru oluşturabiliyoruz. Bir olay hakkında herkesin farklı bir doğrusu, farklı bir fikri olabiliyor ve bunu dilediği gibi sosyal medya platformlarına yazabiliyor. Haber kanalları bir olay hakkı da bir sürü farklı haber yapabiliyor. Sonuç olarak yine bir sürü doğru yaratmış oluyoruz.

 

Bugün teknolojinin bizi getirdiği nokta, bir sürü doğru yaratmamızı sağlıyor. Aslında, bilim bize tek doğruları sunsa da, bilimin sunabildiği doğruların alanı oldukça kısıtlı kalıyor. Yani, kainatın büyüklüğünü ve araştırılabilecek konuların çokluğunu düşündüğümüz zaman, bilimin bulduğu doğrular, tüm alanlara ve tüm kainata nüfuz edemiyor. Bu yüzden, bilimin girip de kanıtlayamadığı tüm alanlarda, insanlık yine bir sürü doğru, bir sürü gerçek yaratmaya devam ediyor. Ve bilim işin içine giremediği süreci, bu yaratılmaya devam edilecek. İnsanların hayal gücü, onların bir sürü doğru ve gerçek yaratmasını sağlıyor. İnsanların inançları, onların bir sürü doğru ve gerçek yaratmasını sağlıyor. Aslında, insan doğasının kendisi, bir sürü doğru ve gerçek yaratıyor. Sonuç olarak insan bırakıldığı zaman, bilim de yoksa, insan aslında gerçeğe pek de fazla ulaşamıyor. Gerçek demeyelim de buna, hakikat diyelim.

Yorumlar

  • farklı bir bakış açısı

Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız

Editörün Son İçerikleri

Yaşamın Amacı

Yaşamın Amacı

Sahte Vaatler

Sahte Vaatler

Düzensiz Hayatlar

Düzensiz Hayatlar

Bir Mesleğin Değeri

Bir Mesleğin Değeri

Editörlerin Son İçerikleri

kaptanfilozof06

Yaşamın Amacı

probiyotik

Batıl İnanç: YILDIRIM

bubble30
Nielawore

Bizden haberdar olmak için mail listemize kayıt olun