İnsanlar için doğru ve yanlış kavramları belki de en erken öğretilen kavramlardan birisidir. Biz daha okula bile başlamamışken ailelerimiz bizlere davranışlarımızla ilgili doğru ve yanlışları birer birer anlatmaya başlar. Mesele çocukluktan çıktıktan sonra da insanlar hayata dair doğru bir bakış açısı aramaya başlayacaklardır.
Bu bakış açısı kimi zaman bilimsel kimi zaman inanç temelli kimi zaman ise başka türlü olabilir. Ama esas nokta insanın ne olursa olsun kesin doğruya ulaştığını düşünmek ve bilmek istemesidir. İnsan doğası ilginç bir şekilde doğanın kaotik olduğu ve aslında net olan hiçbir doğrunun olmadığı gerçeği ile yüzleşemez.
Bugün hiçbir inanç kanıtlanabilmiş değildir ve bu sebeple şüpheyle bakılabilir. Bugün bilimin sunduğu pek çok argüman içinde bulunduğumuz Dünya koşulları için geçerlidir ama evrensel olmadığı için salt doğru deme şansımız yok. Yani bilim de bize net doğruyu göstermez ama bulunduğumuz koşullarda ki doğruyu gösterir. İnsanlar psikolojik olarak kendilerini güvende hissetmek için doğru olanı yaptıkları ve düşündüklerine inanmak isterler. Ama doğru yoktur onun yerine bitmeyen bir değişkenlik vardır ve insan bu değişkenliğe ayak uydurabildiği sürece güvende olacaktır.
Yorumlar
İnsanın en çaresiz arayışı
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız