Hissettiğimiz bir duygunun kaynağına dönüp de baktığımız zaman karşımıza çıkacak yegane sonuç o anda içinde bulunduğumuz algı düzeyiyle ilgili olacaktır. Yani şöyle düşünün, çocukken yediğiniz bir dondurmanın size verdiği mutlulukla büyüdüğünüz zaman yediğiniz aynı dondurmanın size verdiği mutluluk hissi bir midir? Tabii ki değildir. Peki neden değildir? Çünkü mutluluk denen tanımı veya mutluluğu algılayış biçiminiz zaman geçtikçe değişmiştir.
Mutluluk, çocukken sizin için bir dondurmayı yemek olurken, büyüdüğünüz zaman ise mutluluk, belki de iyi bir işte çalışabilmek, arkadaşlarınızla güzel bir yere gidebilmek veya harika bir yerde tatil yapmak olabilir. Buradan da anlıyoruz ki aslında tüm duygular sizin algı düzeyinizle ilgili olabilir. Ya da bizim desek daha doğru olur, hepimiz için. Bizden büyük olan insanlar ve onların müzik seçimleriyle bizim müzik seçimlerimiz arasındaki farka dikkat edin.
Onlar bizim eski dediğimiz müzikleri severken, biz ise bugüne daha yakın olan müzikleri seviyoruz. Genellikle bu böyledir. Eksteri durumu, yani istisnalar hariç. Bunun sebebi de onların mutlu oldukları dönemde bizim eski dediğimiz müzikleri dinlerlerken bizim mutlu olduğumuz dönemde ise yeni dediğimiz müzikleri dinlememizdir. Bu çok mutlu hissettiğimiz gençlik yıllarında ne dinlediğimizle ilgilidir.
Yorumlar
ben eski müzikleri de seviyorum
Duygular kendiliğinden açığa çıkmaz
Çok katılmasanda olabilir
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız