Okulda, işte, ilişkilerde veya her nerede olursa olsun başarı hepimiz için önemlidir. Başarı hepimiz için farklı bir olgu olabilir. Bazen yükseklik korkusunu yenmek bir başarıdır, bazen dersi geçmek, bazen terfi almak, bazen evlenmek.
Birey olarak insan sosyal bir varlık olmasından dolayı çevresi ile ilişkilerinde etki altında kalmaya meyillidir. Bu durum da bireyin başarı kıstaslarını hatta başarısızlık sebeplerini bile doğrudan etkiler. İş yaşamında ya da herhangi bir alanda başarısızlık korkusu genellikle bireyin temelde taşıdığı yetersizlik duygusu, doyumsuzluk, güven problemi, hayal kırıklıkları, toplum içerisinde yer edinememe gibi sebeplerden dolayı ortaya çıkabilmektedir. Aynı sebepler insanı sürekli mükemmeliyetçiliğe ve başarılı olmaya da itmektedir. İşte bu noktada Psikolog Petruska Clarkson bir sendromdan bahseder; Gizli Başarısızlık Korkusu: Akhilleus (Aşil) Sendromu.
Mitolojide Akhilleus, kral Peleus ve Thetis’in oğludur. Yarı tanrıdır. Akhilleus doğmadan önce kahinler bir kehanette bulunurlar; “Akhilleus’un ömrü ya uzun ve sıradan olacak ya da ömrü kısa olmasına rağmen sonsuza dek hatırlanacak.”
Bir başka kehanet de Akhilleus’un gelmiş geçmiş tüm Tanrılardan daha güçlü bir savaşçı olacağına dairdir. Nitekim Akhilleus doğar ve tüm zamanların en büyük savaşçısı olur. Annesi Thetis oğlu için öngörülen bu kehanetleri göz önünde bulundurarak oğlunun ölümsüz olması için onu Styx nehrinde yıkamaya karar verir. Bu nehrin ölümsüzlük bahşettiği bilinir. Anne Thetis oğlunu bu nehirde yıkarken sol topuğundan tutarak tüm vücudunu nehre batırır.
Akhilleus bu nehirde yıkandığı için âdeta bir zırhla kuşanmış gibi tüm vücudu korunur fakat sol topuğu suya değmediği için en savunmasız yeri orasıdır. (Tıp literatüründe bu bölgeye Aşil tendonu adı verilmektedir) Büyük Truva Savaşı sırasında Akhilleus kralın oğlu Paris tarafından topuğundan okla vurularak öldürülür. Fakat büyük ve güçlü bir savaşçı olduğu için adı sonsuza dek anılır.
Psikomitolojide Akhilleus (Aşil) sendromu olarak tanımlanan bu durum insanların aynı Akhilleus’un öyküsünde olduğu gibi zayıf noktaları olduğuna işaret etmektedir. Bu zayıflıklar insanın kendini her zaman başarısız hissetmesine ve elde ettiği başarılardan dahi belli bir tatmin duygusuna varamamasına da neden olmaktadır. Sendrom genellikle başarı ve mükemmeliyetçilik tanımlarıyla büyütülen kişilerde ortaya çıkmaktadır. Her zaman daha iyisini yapabileceğini düşünerek yaptıklarını hiçe sayan insanın yetersizlik yükü altında ezilmesi durumudur. Bu sendroma sahip kişiler başkaları tarafından başarılı ya da yetkin görülürler fakat birey kendi travmalarından dolayı bu yetkinliği ya da başarıyı kendinde asla göremez.
Akhilleus (Aşil) Sendromu aslında gizlenen bir başarısızlık korkusudur. Bu korkunun belirtilerinde ise geleceğe dair endişe, ümitsizlik, değersizlik ya da yetersizlik gibi duygular sıklıkla görülmektedir. Clarkson tarafından bir yetkinlik sendromu olarak ortaya atılan durumda Akhilleus’un tanrısal bir sorumluluktan dolayı kendini sürekli yetersiz hissetmesi ve nihayetinde en zayıf noktasından öldürülmesi imge olarak belirlenmiştir. Bu sendromda birey en zayıf noktasını her daim içinde taşımakta ve bunu aşamamaktadır. Bu sebeple her ne kadar toplum gözünde başarılı bir noktaya gelse de kendinde bu gücü görememektedir. Sendrom elbette aşılabilecek türde bir sendromdur. Fakat bunun için bilinçli bir birey olarak sorunların temeline inebilmek için bir uzman yardımı almak gerekmektedir. Akhilleus sendromu bizim, sizin yani hepimizin içinde yer alabilecek türden bir korkuyu yani başarısızlık korkusunu ifade eder.
Kaynak: https://boboscope.com/icerik/gizli-basarisizlik-korkusu-akhilleus-asil-sen
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız