Bir odadaki eşyaları birer birer dışarı taşıdığınızda iki şey olur. Birincisi gidenleri özlemek, ikincisi ise kalan şeylerin değerini bilmek.
Olan birinci şey çok açık. Giden şeylerin bazılarını özlersiniz. Olan ikinci şeyse kalan şeyleri her zamankinden daha çok fark etmeye başlamanızdır. Dikkatiniz odaklanır.
Kitaplıktaki kitapları okuma ihtimaliniz artar. Kalan sandalyelerin değerini daha çok takdir edersiniz. Bir satranç tahtası varsa büyük ihtimalle satranç oynarsınız.
Bir şeyler elimizden alındığında, geride kalan şeyler daha değerli olur. Yalnızca görünürlükleri değil, yoğunlukları da artar.
Genişlik azaldıkça, derinlik artar.
Kaynak: Matt Haig, Rahatlama Kitabı, S. 41
Yorumlar
Çok güzel bir bakış açısı değil mi?
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız