İnsanların pek çoğunun birbirine karşı "merhaba, nasılsın, iyi misin" gibi soru kalıpları ile birbirlerini karşıladıklarını her zaman duyabiliriz. Ama insanlar bunları birbirine ne kadar içten söylüyorlar bunu hiç düşündünüz mü? İnsanların çoğu size "nasılsın" dedikleri zaman gerçekten de nasıl olduğunuzu merak mı ediyorlar? Yoksa sadece sormak için mi soruyorlar?
Tıpkı ezbere söylenmiş sözler gibi. Ezbere söylenmiş bir sözün ise ne kadar anlamı olabilir ki aslında? Muhtemelen hiçbir anlamı olmayacaktır. Ama bir de birisinin size içten bir şekilde gelip "nasılsın" diye sorduğunu düşünün. Böyle bir soru karşısında ne hissedersiniz ya da ne düşünürsünüz? Çok ilginç değil mi birisi size gelip içten bir şekilde nasıl olduğunuzu soruyor. Hiçbir karşılık ya da sebep yokken. Bu muhtemelen sizi iyi ve değerli hissettirdi.
İşte içten gelen bir sorunun farkı burada ortaya çıkıyor. Örneğin siz bir araba alacaksınız ve iki farklı satıcı ile görüştünüz. Birisi ikisi de sizinle ilgilendi ama birisinin sizinle arabayı satöak için ilgilendiğini hissettiniz, diğerinin ise sizinle içten bir şekilde ilgilendiğini hissettiniz. Bu durumda hangi satıcıyı tercih etme eğiliminde olurdunuz? Muhtemelen içten ve samimi olduğuna inandığınız satıcının arabası ile daha ilgili olabilirdiniz. Çünkü o insanı içten olduğu için muhtemelen daha güvenilir ve dürüst bulurdunuz. İçten olabilmek önemlidir.
Yorumlar
Öylesine sorulan soruların bir anlamı yoktur
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız