Bazı insanlar çok fazla bilgiye sahip olabilirler, çok fazla kitap okumuş olabilirler ya da çok ama çok fazla gezip görmüş olabilirler. Ancak bu insanlara bile baktığımızda bazı zamanda gerçeklikten uzak bir tutun görebiliriz. Burada yaşanan olay ise her insanın aslında ya pek çok insanın aslında kafasında ideal bir dünya tasvir etmesi ve onun varlığına inanmak istemestir. Buradan da şöyle bir tablokarışımıza çıkar.
İnsan ne kadar okursa okusun veya kendini geliştirirse geliştirirsin. O inel dünyanın tasvirine kafasında ulaşmak için sadece belli başlı kısımları hayatının içinde görür. Örneğin çok imser birisinin dünya tarihindeki savaşları pek fazla okumaması gibi olabilir veya bunun gibi sadece görmekte de şeyleri görür bu tarz insanlar.
Bazı insanların aslında pek çok insan genellikle bunu yapar. Hayati kendi kafasında olmasını istediği gibi algılar. Bu insanın gerçeklerle yüzleşme cesareti ile ilgili gelir. Eğer bir insanın gerçekle yüzleşme cesareti yoksa yani iradesi hayatın realitesini kaldıracak durumda değilse ne kadar çok şeyi bilir sevilsin ne kadar çok şeyi görürse görürsün hala gerçeklerle uzak bir şekilde yaşamaya devam edecektir.
Yorumlar
İnsanlar hayatı kaldırabilecekleri kadar anlarlar
Acaba ideal herkese göre mi bireysel mi
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız