Her insanın belli bir yaştan sonra hayatta inandığı ve yaşamını bu inananlar üzerinden şekillendirdiği değerler olacaktır. Bu değerlerden birisine örnek verecek olursak "iyilik yapan iyilik bulur" bunun en büyük örneklerinden birisidir ya da "bir şeyi içten istersek o şey gerçekleşir" gibi. İnsanlar bu tarz değerler üzerine adeta yeni bir yaşam tarzı, yeni bir dünya inşa ederler.

Bu dünya ise insanların içine sığındıkları manevi bir kaleye, hayatı gözlemleyip yorumladıkları bir dürbüne, bakış açısına dönüşür. Böylece insanlar bir şeyi tamamen olduğu gibi yorumlama yeteneklerini kaybedip olayları kendi bakış açılarından yorumlayıp hata yapmaya başlarlar. Örneğin "iyilik yapan iyilik bulur" inancında olan birisi bir insanın başına kötü bir şey geldiğinde o insanın iyi bir şey yapmadığına hatta kötü birisi olduğuna bile inanabilirler.

Ama bu inanış ne kadar doğru olabilir. Bu inanış hiçbir şekilde doğruluğu ispatlanamaz niteliktedir. Ama insanlar dünyayı, olayları, yaşamı bu şekilde yorumlayıp yanılma eğiliminde olabilirler. Sonrasında insanlara yanıldıklarını söylediğiniz de insanlar size kızabilirler bile. Çünkü onlara hatalı olduklarını söyleyerek kurdukları dünyayı yıkma girişiminde bulunmuşsunuzdur.