Bazen insanlar hayatlarının gerçeklerini kavramaya başlarlar. Ya da kendi hayatlarının gerçeği olmasa da bu gerçek hayatın bizzat kendi gerçekleri olabilir. Bazen insan sevdiği birisi hayatını kaybettiğinde bu gerçekle tanışır. Bir insanın sevdiği birisi hayatını kaybettiği zaman aslında o kişi hayatın ölüm gerçeğiyle tanışmış olur. Ölüm hayatın en büyük hakikatlerinden birisidir.

Ya da bir insan gün gelir ihaneti yaşar. En yakınlarından bile. Böyle bir durumda insan başka bir insanın kendisine bile ihanet edebileceğini görür. Hayatta daha pek çok yüzleşme vardır. Ama bu yüzleşmelerin insan üzerinde bıraktığı etkiler çok farklı olabiliyor.

Hayatın gerçekleri ile yüzleşmek içimizde var olan bütün ideallerin, bütün ütopik kavramların yok olmasına sebep olabilir. Hayatın gerçekleriyle yüzleşmek bir insanın sertleşmesine sebep olabilir. Aslında hayatın ve insanlığın kendi gerçekleri bugün pek çok kişinin kötülük olarak adlandırdığı şeylerin kaynağı olabiliyor.