Hipnoz en eski psikoterapi yöntemlerinden birisidir. Hipnozun geçmişini anlayabilmek için Antik Mısır’a kadar gitmek gerekir.
Hipnoterapi, Mısır’ın en eski hekimi ve rahibi olan Imhotep’e yani dolayısıyla 4000 yıl öncesine dayanıyor.
Hipnoz eski bir sanattır, ilk olarak, kutsal kitaplardan önce, büyü, din ve tıp bir ve aynı olduğu zamanlarda dini ayinlerde kullanıldı. Mısırlılar fiziksel ve zihinsel sorunlarını tedavi edebilmek için uyku tapınakları adını verdikleri yerler inşa etmişlerdi. Bu tapınaklarda rüya benzeri bir trans hali oluşturarak insanlara rehberlik yapılması sağlanırdı. Bu gibi deneyimlerde rahipler insanların bedenindeki kötü ruhu uzaklaştırmayı amaç edindiler.
Eski Yunanistan'da tıp tanrıları tapınaklarında hayaller gösterilirdi ve şifalar meydana getirilirdi. Hipnotik anestezi; çivili yatakların üzerine rahatça uzanan veya kızarmış kömürlerin üzerinde yalınayak yürüyen Hint fakirleri tarafından yüzyıllardan beri uygulanmaktadır. Eskiden transın kutsal olduğuna inanılırdı. İlk Hristiyan inanışına göre, hipnoz büyücülüğün bir şekli olarak değerlendirildi. Fakat 18. yüzyılın sonuna doğru, neticede faydalı bir tedavi vasıtası olarak tarif ve kabul edildi.
1779'da "canlı magnetizm" (animal magnetizm) teorisini ileri süren Viyanalı Dr. Franz Mesmer bir bakıma modern hipnoterapinin babası kabul edilebilir. Dr. Mesmer, hipnozun hipnotistten hastaya doğru akan bir magnetizm şekli olduğuna inandı. Bu magnetizma akışının yöneltilmesiyle hastalıkların tedavi edilebileceğini iddia etti. Birçok faydalı sonuçlar göstermesine rağmen, Mesmer'in teorileri Viyanalı meslektaşları tarafından kabul edilmedi. Bu muhalif yaklaşımlardan bıkan Mesmer 1778'de Paris'te çalışmaya başladı ve Fransız soyluluları arasında "Mesmeric" tedavileri hızla popüler yaptı. Hipnozu etkili bir tedavi vasıtası olarak kullandı, fakat aynı zamanda Marie Anteinette'in sarayındaki halkı eğlendiren bir vaudeville oyuncusu oldu. Mesmer'in etkili usulü ve mistik çevresi onun tedavilerini üzerine düşülen bir merak konusu yaptı.
Tedavilerinin Fransız Akademisi tarafından incelenmesi yolundaki isteği dikkate alınmadı. Daha sonra, Fransız Hükümeti tarafından teşkil edilen (Benjamin Franklin'in de içinde bulunduğu) bir komisyon onun çalışmalarını incelemek istediği zaman bir sorgulamaya razı olmayı reddetti. Yüzlerce başarılı tedavisine rağmen, komisyon Mesmer'in bir sahtekar olduğunu bildirdi. Mesmer'in yaptığı inkar edilemez birçok tedaviler, öteki bütün tedavi usüllerinin başarısız olduğu ispatlanmış vakalardı, fakat onun eleştirenlere göre, Mesmer'in teorilerinin akla yakın olmadığı gözden uzak tutulmamalıydı. Bir komite üyesi daha fazla araştırma isteyen küçük bir ropor düzenledi fakat dikkate alınmadı. Bu olayla Mesmer itibardan düştü, Paris'ten ayrıldı ve 1815’te anlaşılmadan öldü. Mesmer'in öğrencileri onun tekniklerini değiştirerek gözden geçirerek teorilerini canlı tuttular ve bunlara "Mesmerism" ismi verildi.
Mesmer, diğer tıbbi tedavilere cevap vermeyen bazı hastaların tedavisinde hipnozun faydasını ve etkisini başarıyla gösterdi. Kabul edilebilir bir tıbbi işlem olarak hipnozun tedavide kullanımının temellerini attı.
Devamı diğer içerikte!
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız