Bilinen tarihe baktığımızda ruhsal hastalıklara hep bir şüphe ve korku ile yaklaşıldı. Ağır veya ciddi kabul edilebilecek ruhsal hastalıklara her zaman cinnet hali dendi. ‘’Melankoli’’ gibi ruhsal sorunlar ise mizaç bazlı dengesizlik olarak yorumlandı. Histerik sorunların ise rahimden kaynaklı olduğu düşünüldü ve bu saydıklarımızın hiçbirinin bir çözümü olmadığına inanıldı. Bu ve benzeri durumlardan mustarip olan kişilere ‘’deli’’ denildi ve kötü şartlar altında akıl hastanelerine yatırıldılar.
Jean-Martin Charcot gibi sinirbilimciler, bilinen çoğu ruhsal hastalığın fiziksel kaynaklı olduğuna inanıyordu. Bu inancı destekleyen Emil Kraepelin 1883 yılında yayımladığı Textbook of Psychiatry kitabında bu inancı desteklerken onu birçok doktor destekledi ve Charcot’un düşüncesine inandı.
Emil’i yayımladığı kitapta ruhsal hastalıkları detaylı olarak sınıflandırdı hatta şizofreniyi dahi beyindeki fiziksel anormalliklere bağladı. Emil Kraepelin bu yaptığı ayrım ile modern psikiyatriyi zihinsel rahatsızlıklarının tıbbi olarak sınıflandırılmasının ve tedavilerinin yapılmasının temellerini atmaya başladı.
Yorumlar
Köklü bir bilim aslında
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız