Kaynakların sınırsız olduğu bir dünya düşünün. Öyle bir dünya ki bu kaybetmek diye bir kavram olmasın. Herkesin eşit olduğu bir dünya. Kazanan da kaybeden de çalışan da çalışmayan da mücadele eden de etmeyen de aynı şekilde kazanan olsun. Size kötü bir haberim var. Böyle bir dünya yok. Gerçekte kaynaklar sınırlı ve istisnalar hariç daha çok çalışan ve her şeyiyle mücadele eden kazanan oluyor.
Genellikle de tek bir kazanan olurken diğerleri hep kaybediyor. Kaybeden olmanın kötü yanı ise kaybede kaybede insanın sonunda hayat şartlarının da kötüleşmesi oluyor. Bu sebeple kazanmak için rekabet kaçınılmaz hale geliyor. Doğanın kendi kuralları aslında rekabet denilen kavramı kaçınılmaz yapıyor. Sınırlı kaynaklar, güç kavramı ve tüm bu gücün kontrolünün tek bir kişide olabileceği gerçeği insanları ister istemez rekabetin içine itiyor.
Rekabet huzur kaçıran bir olgudur ve rekabet bir şekilde düşmanlık doğuran bir olgudur. Sonuç olarak sınırlı kaynaklar ve güç kavramı rekabeti doğuruyor, rekabet düşmanlığı düşmanlık ise savaşları doğuruyor. En azından benim düşüncem bu. Savaşların çıkmasının psikolojik açıdan sebebi bu olabilir. Uzun süren rekabet ve zorluk dönemleri insanı güçlü olmaya ve savaşmaya itecektir. Hatta savaş ve güç algısı içselleşecektir.
Yorumlar
Gerçekten öyle bir dünya ister miydik acaba?
olabilir bilemiyorum aslında
Rekabet ne yazık ki doğanın kendisinde var
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız