Başınıza gelen kötü şeyleri hatırlar mısınız? Yoksa onları unutur musunuz? Çoğu insan, başlarına gelen kötü şeyleri hatırlar ama bazen büyük travmalar unutulabilir. Bilim insanları da bu durumun mekanizmalarını yakından inceliyor. Çünkü bu unutma aşırı hale geldiğinde bazen dissosiyatif amnezi, dissosiyatif füg, depersonalizasyon bozukluğu ve dissosiyatif kimlik bozukluğu gibi bir dissosiyatif bozukluk gelişebilmektedir.
Yine de bu bozukluklar ve travma arasındaki ilişkiler hala araştırılmaktadır ve bu unutma sürecinin tam olarak nasıl gerçekleştiğini daha yeni yeni anlamaya başlıyoruz.
Hafızanın nasıl çalıştığını anlamak travmaları neden unuttuğumuzu açıklayabilir. Bu yüzden hafızanın nasıl çalıştığından biraz bahsedelim. Öncelikle hafıza, bir kayıt cihazı gibi değildir. Beyin bilgiyi işler ve farklı şekillerde depolar. Çoğumuz hafif travmatik deneyimler yaşamışızdır ve bu deneyimler bazen yüksek derecede ayrıntılarla beynimize kazınmış gibi görünür. Bilim insanları, bunun nedenini anlamak için beynin iki bölümü olan amigdala ve hipokampus arasındaki ilişkiyi incelemektedir.
Beynin bu iki bölümüyle ilgili şunları öğrendik:
- Orta dereceli travma, uzun süreli hafızayı geliştirebilir. Bu, çoğumuzun sahip olduğu deneyimdir ve korkunç olayların nasıl unutulabileceğini anlamamızı zorlaştırır.
- Ekstrem travma, uzun süreli depolamayı bozabilir ve hatıralar yerine duygular veya duyumlar olarak depolanmış hatıralar bırakabilir. Araştırmalar, bir olayın uzun süreli hafızada tam olarak saklanmasının birkaç gün sürebileceğini gösteriyor.
- Mevcut duyusal tetikleyiciler, unutulmuş anının yüzeye çıkmasına neden olabilir. Bunun nedeni, anının "duruma bağlı hafıza, öğrenme ve davranış" olarak bilinen bir süreç aracılığıyla, tetikleyici ile ilişkilendirilmesidir.
- Laboratuvar şartları altında hafif travmatik olaylara ait "sahte anılar" yaratmak mümkündür. Bunun diğer koşullarda ne ölçüde gerçekleştiği belirsizdir.
- Araştırmalar, aşırı travma yaşayan insanların bazen travmayı unuttuğunu belgelemiştir. Travmanın anısı, yaşamın ilerleyen dönemlerinde geri gelebilir, genellikle duyumlar veya duygular şeklinde başlar ve bazen kişinin anıyı yeniden yaşıyormuş gibi hissettiği "flashbackler" içerir. Bu anı, diğer anılara benzeyene kadar giderek daha fazla bütünleşir.
Kurtarılmış anılar mutlaka doğru mudur? Bu soruyu çevreleyen çok fazla tartışma vardır. Travma mağdurlarıyla çalışan bazı terapistler, bu tür aşırı duygular eşlik ettiği için, anıların doğru olduğuna inanırlar.
Diğer terapistler, bazı hastalarının gerçek olamayacak anılarını (örneğin başının kesilmesiyle ilgili bir anı) kurtardığını bildirmiştir. Bazı gruplar, terapistlerin "anıları yerleştirdiğini" veya savunmasız hastalarda istismar olmadığında bile istismar mağduru olduklarını öne sürerek, yanlış anıların oluşmasına neden olduklarını iddia etmiştir.
Laboratuvar şartlarında hafif travmalar hakkında ‘sahte anıların’ oluşturulabileceğini öne süren bazı araştırmalar da vardır. Bir çalışmada, çocukların bir alışveriş merkezinde kaybolduğu yönünde önerilerde bulunulmuştur. Çocukların çoğu, daha sonra bunun gerçek bir anı olduğuna inanmaya başlamıştır.
Peki ya siz hatırlar mısınız yoksa unutur muşunuz?
Kaynak: 1
Yorumlar
Ben travmalarımı unutamıyorum. Peki ya siz unutuyor musunuz?
Açıkçası ben de unutamıyorum
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız