Fransız ressam Jacques-Louis David‘in meşhur eseri “The Death of Socrates“, ünlü antik filozof Socrates’in ölümünü resmetmektedir. Eserde Platon da toprak rengi bir kıyafetle Socrates’in önünde oturmuş; elini ise Socrates’in dizine koymuş şekilde resmedilmiştir. Socrates ise saflığı temsil eden beyaz kumaş kıyafetinin içinde; bir elini kendisine uzatılan zehir dolu kadehe doğru yöneltmişken; diğer elinin işaret parmağını gökyüzüne doğru uzatmıştır. Eserdeki diğer herkes, keder içinde resmedilmiştir. Eser, 1787 yılında yapılmıştır ve New York Modern Sanatlar Müzesi’nde sergilenmektedir.

Socrates, antik Atina’da bundan 2400 yıl kadar önce yaşamış, eski bir askerdir. Atina’da karşılaştığı insanlara sorduğu bilgelik dolu sorularla; onların aslında bildiğine emin olduğu şeyleri tekrar sorgulamasını sağlar. Maalesef Socrates düşüncelerini hiçbir zaman yazıya dökmemiştir; o sebeple doğrudan Socrates’ten bugünlere aktarılmış yazılı bir metin bulunmamaktadır. Socrates’i tanımamızı sağlayan metinler, daha çok öğrencisi Platon’un kitaplarında aktardıklarından ibarettir.

Socrates’in yaşadığı dönemde, bir Apollon tapınak bakıcısının kendisine sorulan “Socrates’ten daha bilge bir insan var mı?” sorusuna “Hayır” diye cevap verdiği rivayet edilir.

Socrates’in Diyalektik Çözümleme (Uslamlama) yöntemi; çoğu kez bilge olmasıyla ünlü insanlara yöneltilmiş ve onlara çeşitli sorular sorup; iddia ettikleri düşüncenin çelişkili yanlarını ortaya çıkararak; onların ilk başta emin olduğu savın adeta çürütülmesine sebep olan bir felsefi düşünce ve sorgulama yöntemidir.

Socrates, 71 yaşındayken, tanrılara inanmamak ve gençliği sapkınlığa yöneltmek sebebiyle ölüme mahkum edilir ve içtiği baldıran zehri ile hayata veda eder.