Ayla örtünüyoruz çağlardır, buğulu camlar ve farklanmış yüzümüzle.
Başkaları uygarlıktan söz ediyor, bilmeden her geriye dönüşün belki ulaşılmaz bir ileriye adım olduğunu.
Tohumdan korkuyoruz, yeryüzünün ilgisizliği hafif kılıyor bedenlerimizi
Bakışımız göğe yönelirken yürekler serin tutuluyor.
Sonra her çınlamayla endişe güğümleri omzuma biniyor; toprağın değişmezliği, yapıların kalıcılığı, anaların istemi kadar tehdit edici yükler.
Örümcek ağında gizlenen eski yazılar kinin kuşkusunu kusuyor.
Yeniden hatırlanıyor bir zamanın beyaz evleri, dudakların uyarısıyla sonu ertelenen aşkın iyicil kucağı açılıyor, öte dünyanın gerçek konutlarında.
Çerçeveleri yalnızlıklarımızdan oluşan, kapıları acılardan örülmüş, toz, taş, geçmiş ve şimdiyi saklayan güzellik!
Hiç bitmesin diyoruz dingin tavrımız, bir kez seçilmiş uğraşı yaşamdan ayırmamakla.
Arınalım, arınalım artık yolsuzluklarından şu densiz yeryüzünün kalık çirkefinden; sevgi yazısıyla!
Nilgün Marmara
Friendz10
Yorumlar
Peki ya sizce zaman nasıl?
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız