Dün 17 Ağustos 1999 Gölcük depreminin yıl dönümü. Bu depremi yaşadınız mı? Yaşayan tanıdıklarınız var mı?
Afetin her türlüsü çok çok kötü. Ama beni en çok deprem korkutuyor. O yaşarken çaresizlik, sonrasındaki yıkımlarda çok daha büyük çaresizlik… Belki de son zamanlarda çok deprem de yaşadığımız için bana öyle geliyordur bilemiyorum ama kesinlikle çok korkuyorum...
Görüp geçirdiğimiz en büyük depremlerden biriydi 1999 depremi. Hepimiz illaki bir sevdiğimizi o depremde kaybettik. Ya da bir sevdiğimiz o depremde yaralandı. Benim de dedem o depremi yaşadı. Düzce’deydi deprem olduğunda. Bacağını sakatladı dedeciğim.
Tabii bu sene yaşadığımız & Şubat depmrelerini de asla unutmuyoruz... O da yaşadığımız en büyük depremlerden oldu maalesef, çok büyük kayıplar yaşadık.
Biz dedeciğimin yaralanmasıyla atlatabildik ama o sene o depreme çok büyük acılar bırakanlar oldu. Acısını hep birlikte yaşadık.
Çaresizlik çok kötü o bir yana, bir de yarım kalmışlıklar var ki onlar çaresizlikle acıda kapışır. Şimdi size bunun bir örneğini bırakacağım. Ki bu örnek beni çok derinden etkiliyor ve de üzüyor.
“Öyle çılgındın ki; Adapazarı’na, babaannene giderken tuvalet aynasına ‘Benimle evlen! Yoksa seni döverim’ yazmıştın. Sana binlerce kez ‘evet’ diyecektim… Adapazarı’ndan dönseydin…
17 Ağustos depreminde ölen Z.K. anısına”
Yorumlar
Yakınlarını kaybeden herkese baş sağlığı diliyoruz...
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız