Affetmediklerimiz, affedemediklerimiz içimizde hep yarım kalmış hikayeler, aralık kalan kapılar olarak kalırlar. Bir yerlerde dururlar ve bazen aklınızı kurcalar belki de üzebilirler. Orada dursun istediğimizden de değil ama bir şekilde orada dururlar işte.
Belki bir başkası, bir durum veya kendimiziz o içimizdeki yarım kalanlar, aralık kapılar. Oysa aralık kapılar iyi değildir. Bilinmezliktir, bekleyiştir, umuttur, acabadır. Umut her koşulda iyi bir şey değildir. Kötü bir şeyi umut etmek iyi olabilir mi? Ya da başkasının mutsuzluğuyla oluşabilecek bir mutluluğu umut etmek?
Bir yerlerde okumuştum “Affedin gitsin, yoksa hep kalır” diyordu. O yüzden biz de affedelim gitsin. Kalmasın içimizde, aralık kapılar kapansın.
Belki bir başkasını değil ama kendimizi bari affedelim bugün birlikte. Hadi ben başlıyorum siz de yorumlarda kendinizi ne için affettiğinizi yazın.
Bazen kendime çok acımasız davrandığım ve haksızlık ettiğim için kendimi affediyorum.
Şimdi sıra sizde, yorumlarınızı bekliyorum!
Yorumlar
canım kendim, kendimi affediyorum her şeyimle
Çok zor ama deniyorum
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız