Eski dönemlerde şehirlerin duvarları olurdu. Bu duvarlar onları dışarıdan gelen her türlü düşmana karşı savunur, şehri ayakta tutardı. Hatta bir şehir demek aslında bir duvar demektir. Çünkü duvarlar olmasaydı eskiden şehirler de olamazdı, onlar korunamazdı ve büyüyemezlerdi. İşte akıl da bir insanın duvarıdır aslında. Tıpkı şehirleri duvarların koruduğu gibi akıllı insanları korur. Bu aklı ayakta tutan şey ise insanın iradesidir aslında. İradeli insanlar her durumda ve koşulda akıllarını kullanmaya devam edebilirler.
Bir insanın iradesinin kırılmasıyla aklının kırılması aslında hemen hemen aynı şeydir. Buna şöyle bir örnek verelim. Diyelim ki çalıştığınız işte bir an için çok stresli bir ana denk geldiniz. Her şey üst üste geliyor ve işin içinden belli bir süre zarfında çıkmak zorundasınız. Burada aklınızı kullanmak ve doğru adımları izlemek durumundasınız ve çözüm üretmek durumundasınız.
Ancak eğer o anda yaşadığınız stres sizin iradenizi kırarsa ve aklınız yerine duygularınızla hareket etmeye başlarsanız, o anda duvarlarınız yıkılmış demektir. İrade, aklı ayakta tutar. Akıl ise insanı korur. Bazı durumlar vardır, irademizi kırabilir. Bizi duygularımızla hareket etmeye yöneltebilir. Bu, bazen iyidir, bazen kötüdür. Bazen duygularımızla hareket etmek iyidir. Özellikle güvenli bir ortamda, güvendiğimiz insanların olduğu bir ortamda. Bazen ise bu son derece kötüdür. Güveneyemeceğimiz insanların olduğu bir ortamda.
Yorumlar
Akıl bir insanın en önemli koruyucusudur
Akıl insandır
harmanlamak lazım hepsini
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız