Bugün, Asya ve Amazonlar'da aşiretler halinde yaşamlarını sürdüren bu insanlar, hastalarını hala dans, büyü ve masajlarla tedavi ediyorlar. Onlara, 20.000 yıl önce mağara duvarlarına resim yapan Taş Devri insanlarının torunları olarak bakılıyor...
Tüm eski medeniyetler ve özellikle Hıristiyanlıkla bir bütün olan elle tedavi, içinde yaşadığımız yüzyılda dindar ve garip huylu birtakım insanların koruması altına yaşamaya devam ediyor. Hala yaşayabilmesinin bir nedeni de, bilimsel tıbbın günümüzdeki durumu... Modern tıp, hala birçok hastalığın tedavisini bulamamanın sıkıntısı içinde: mucizevi ilaçların çoğunun kötü yan etkileri var... Kısa dönemde yan etki göstermeyen bazılarının ise uzun vadede çok başka sorunlara neden olduğu bilmiyor... Bu yüzden elle tedavi, "tamamlayıcı tıp" gibi yeni bir anlam kazanıyor. Ve bu anlam, özellikle çok duygusal ayinleri ve tutucu dini akideleri olan Hıristiyan mezheplerinin yayılmasıyla da destekleniyor.
Bu yöntemin kullanıldığı ameliyatların sayısı da son yıllarda hızlı bir artış kaydediyor... Örneğin; Liverpool'daki Walton Hastanesi'nin ağrı ünitesi ile Londra'daki Hammersmith Hastanesi'nin kanser ünitesi, bu yöntemi kullanan ciddi tıp kurumları olarak tanınıyorlar...
Ama, modern tıbbın uygulayıcıları ve onlara güvenen geniş kitlelerin kafasında oluşan sorular değişmiyor: Bu konuda yapılan araştırmalardan. "Kuruntu, elle tedavide büyük rol oynuyor" görüşüne karşı binlerce kuruntusuz insanın her yıl şifacılara gittiği: ya tamamen iyileştikleri ya da kendilerini daha iyi hissettikleri konusunda gerçekler göze çarpıyor. En şüpheciler bile bazı insanların kendilerini daha iyi hissettiklerini inkar edemiyorlar.
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız