Anafartalar Kahramanı Mustafa Kemal'le görüşme:
"Bu esnada Conkbayırı'nın güneyindeki 261 rakımlı tepeden sahilin gözetleme ve teminine memuren oralarda bulunan bir müfreze askerin Conkbayırı'na doğru koşmakta, kaçmakta olduğunu gördüm. Size şu konuşmayı aynen okuyacağım!
Kendim bu askerin önüne çıkarak:
"Niçin kaçıyorsunuz? dedim."
-"Efendim, düşman! dediler."
"Nerede?"
-"İşte, diye 261 rakımlı tepeyi gösterdiler."
Gerçekten düşmanın bir avcı hattı 261 rakımlı tepeye yaklaşmış ve tamamen özgür olarak ileriye doğru yürüyordu. Şimdi durumu düşünün: Ben kuvvetlerimi bırakmıştım, asker on dakika dinlensin diye ... Düşman da bu tepeye gelmiş ... Demek ki düşman bana benim askerlerimden daha yakın! Ve düşman, benim bulunduğum yere gelse kuvvetleri m pek fena bir durumda kalacaklardı. O zaman, artık bunu bilmiyorum, bir mantık muhakemesi midir, yoksa içgüdü ile midir? Bilmiyorum.
Kaçan askere:
"Düşmandan kaçılmaz, dedim."
-"Cephanemiz kalmadı, dediler."
"Cephaneniz yoksa süngünüz var, dedim."
Ve bağırarak bunlara süngü taktırdım. Yere yatırdım. Aynı zamanda Conkbayırı'na doğru ilerlemekte olan piyade alayı ile cebel bataryasının yetişebilen askerlerini "marş marş"la benim bulunduğum yere gelmeleri için yanımdaki emir subayını geriye gönderdim. Bu asker süngü takıp yere yatınca düşman askeri de yere yattı. Kazandığımız an bu andır."
Kaynak: Anafartalar Kahramanı Mustafa Kemal'le Mülakat 1930, Ruşen Eşref Ünaydın, s. 22-23
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız