Bir insana kandırmanın yolu cehaletle doğru orantılıdır. Eldeki net bilgi azaldıkça ve yoruma dayalı bilgi arttıkça cehalet de artar ve bireyin kandırılma ihtimali daha çok yükselir. Aslında cehaleti tetikleyen şey net bilginin olmayışıdır ve bireylerin realiteleri olan uzaklaşma isteğidir. Sonuç olarak net bilgilerin olmadığı alana yönelen birey aslında kendini bir belirsizliğin içerisinde bulur ve bu ortaya çıkan belirsizlik anlarında da bireyleri kandırmak son derece kolay hale gelir.

Aslında bu adım adım gelen bir süreçtir. Önce yoruma dayalı bilgilerin artması, net bilginin olmaması ardından da yoruma dayalı bilgileri yaratan bireyin istediği algıyı yaratarak karşı tarafı kandırma sürecidir. Sıraya basit bir örnek vermek gerekirse bir futbol maçıyla bunu örnek vermeyi deneyelim. A ve B takımlarımız olsun. İki takım da birbirinin ne yapacağı hakkında bilgi sahibi değil tabi. Ancak buradaki bilgisizlik kendi belirsizliğini yaratıyor ve bu belirsizliği ilk kullanan tarafta A takımı olsun.

A takımı kendi uygulayacağı taktik ve stratejiler hakkında gerek oyuncularının birbirleri arasındaki bilinçli konuşmalarıyla, gerekse de saha içindeki hareketleriyle B takımına yanıltıcı bir algı vererek yalandan bir algı yaratmış olsun. B takımı kafasında A takımının oynayacağı taktiği ve stratejiyi şekillendirirken, A takımı bir anda başka bir şey yaparsa B takımını kandırmış olur. İşte burada gördüğümüz örnek, var olan belirsizliği kullanıp bir algı yaratma örneğidir. Yani kandırmacanın bir örneğidir.