Sahada çalışan insanlarla ne olacağına karar veren insanlar arasında bazen farklılıklar olabilir. Nedir bu farklılık? Örneğin, bir iş yerinde sahada çalışan bir yönetici düşünün. Bu yönetici, sahada olup biteni birebir gözlemleyip en doğru kararı verebilecek potansiyele sahipken, o iş yerinin sahibi olan kişi, yani patron, müdüre karışıp bambaşka bir karar almasına sebep olabilir. Yani işini bilmeyen birisi, sahada bulunmayan birisi, sahada bulunan ve işini bilen kişinin yaptığına karışmış olur ve cahilce bir karar alınmasına sebep olabilir. İşte böyle bilinmeyen kararlar, ya da bilmeyen insanın aldığı kararlar, önce bir işi veya bir savaşı, daha sonrasında da tüm kuruluşu veya tüm ülkeyi yok oluşa götürebilir.
Bu yüzden sahada bulunan kişinin son kararı verme yetkisi olmalıdır. Eğer son kararı verme yetkisi olmaz ise, burada oluşabilecek bazı temel sakıncalar vardır. Birincisi, sahada tüm çabasını ve emeğini göstermiş olan kişilerin, en son raddeye gelindiğinde, bilmeyen bir üst amir veya bizzat yöneticinin kendisi tarafından, o işin berbat edilmesi durumunda büyük bir moral bozukluğu olabilir.
Moral bozukluğunun yanında büyük bir başarısızlık da gelebilir. İşte hem bu moral bozukluğunun önüne geçmek adına, hem de başarısızlığın üst kademelerden atılması adına ve başarı ihtimalini artırmak adına son sözü verme yetkisi, son sözü söyleme yetkisi sahadaki yöneticiye verebilmelidir.
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız