Bir Kazvinli (İran'ın en eski şehirlerinden) dövme yaptırmaya karar verdi. Onlarda mavi renkli dövmeler yaptırmak gelenekti.
Dövme yapacak ustaya gitti ve omuzunu göstererek kükreyen bir arslan dövmesi yap, dedi. Dövme yapan kişi tam başlamıştı ki Kazvinli çığlığı bastı. 'Ne yapıyorsun, arslanın neresinden başladın? Dövme yapan arslanın kuyruğundan başladığını söyledi. Kazvinlinin canı öyle yanmıştı ki 'Bırak kuyruksuz olsun arslan ' diyiverdi. İğne acısından neredeyse bayılacağım.
Usta arslanın başka bir yerinden başlamak için iğneyi batırınca Kazvinli yeniden çığlığı bastı. 'Burası neresi.' Usta dediki, kulağı. 'Bırak kulağı da olmasın arslanın.'
Usta tekrar iğneği batırınca yine aynı tepki geldi. Kazvinli acıdan kıvranıyordu.' Burası neresi diye bağırıyordu. Usta dediki, karnı. 'Bırak karnı da olmasın arslanın.'
Usta sinirden parmaklarını ısırıyordu. Birden öfkeyle iğneyi yere atıp 'Bu nasıl iş ya hu. Kuyruksuz, başsız, karınsız arslanı kim görmüş.'
Sonuç;İğne yarasının acısına dayan da nefsinin iğnesinden kurtul. Şu fani bedenini biraz yak ta ahiretteki sonsuz huzura kavuş.
Bu dünya rahatı için hiçbir şey kolayca zahmetsizce elde edilemez. Aynı şekilde ahiretteki rahatlık için de ibadetlerin zorluğuna katlanmak gerekir.
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız