Son depremler 11 ilimizde çok büyük bir yıkıma sebep oldu. 50 bin insan, hayatını kaybetti ve binlercesi yaralı kurtuldu. Geride ise maalesef ki milyonlarca insanımızın evsiz kaldığını gördük. Bu deprem yaşadığımız son deprem ne yazık ki olmayacak, çünkü biz deprem bölgesinde yaşıyoruz. Bu sebeple bir sonraki depremde bir daha böyle bir enkaz görmememiz, insanların hayatını kurtarabilmemiz için neler yapmamız gerektiğine birlikte bakalım.
Bir deprem ülkesi olan ülkemiz, aslında ne Kahramanmaraş depremlerinde ne de Gölcük depreminde bir sürprizle karşılaşmadı. Uzmanlar bu depremlerin geleceğini söyledi. Kimse onları o zaman dinlemedi, şimdi ise pek çok şey için çok geç.
Şimdi, başta Büyük İstanbul Depremi olmak üzere bizi bekleyen depremlerde yüz binlerce insanın hayatını kurtaracak "Bundan sonra ne yapmalıyız?" sorusuna cevap arayalım.
Türkiye çok fazla yapısı olan bir ülke. Kolay olmayacak ama yine de tüm binaların depreme dayanıklılığı incelenmeli. Başta deprem beklenen bölgeler olmak üzere pek çok binanın uzmanlar tarafından incelenmesi gerekiyor. Burada iş elbette ki yetkililere düşüyor ancak sadece onlar değil. Binalar da oturan halkın da yetkilileri binalarının incelenmesi için çağırması gerekiyor.
Evinizin değer kaybetmesi veya oturmaya devam edebileceğiniz sizi korkutabilir ama üzgünüz ki oranın sizin ve başkalarının mezarı olmaması için bu gerekli bir uygulama. Ekiplerin açıklamalarına göre güçlendirme çalışmaları veya binanın yıkılıp yeniden yapılması kararı çıkabilir.
Bu inceleme çalışmalarını nasıl yaptırabileceğinizi dünkü içeriklerimizde anlattık.
Yerleşim bölgelerinde zemin çalışmalarının yapılması gerekiyor. Zeminin kaldırmayacağı yerlere yüksek katlı binaları yapmaktan vazgeçmeliyiz. Halihazırda bulunan ve bundan sonra yapılacak tüm yeni evlerde zemine çok daha fazla özen göstermeliyiz. AFAD'a göre kaygan ve ovalık bölgeler iskana açılmamalı, gevşek toprağa sahip arazilerde konutlar yapılmamalı.
Yeni yapılar yapılırken demir ve beton kalitesine dikkat etmeliyiz. 2018 Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği'ne göre binalarda en az C25 dayanım sınıfı betonun kullanılması gerekiyor. Ancak buradaki "en az" kısmına vurgu yapalım. Uzmanlara göre bir bina için en az C30 dayanım sınıfı beton kullanılmalı. Elbette bu beton, zemin şartları ve deprem bölgesinde olup olmamasına göre farklılık gösterebilmektir. Ayrıca betonarme yapılarda dökülen betonların boşluksuz olması da bundan sonra dikkat etmemiz gereken konular arasında yer alıyor.
Bu betonları bir arada tutan ve parçalanmasını engelleyen demirler var. Binayı bir araya getiren betonun daha sağlam olmasını sağlayan demirin, inşaat sırasında betona tam anlamıyla yapışması gerekiyor. Eski binalardaki başlıca sorun, demir ve beton bütünlüğünün sağlanamıyor olmasıydı. Günümüzde bu durum tırtıklı yüzeye sahip nervürlü inşaat demiriyle çözülmüş durumda. Bu demirlerin üzerindeki tırtıklı yapı, betona daha iyi yapışmasını sağlıyor.
Elbette herkes binasının kontrollerini yaptıramıyor. Kirada oturuyor olması ya da maddi durumunun yetersiz olması nedeniyle hala depreme dayanıklı binalarda oturamayan insanlar bulunuyor. Bu noktada yapılacak en iyi şey, binanın dayanıklı bölgelerini belirlemek ve bir deprem anında hayatta kalma şansınızı artırmak için bu bölgeye geçmelisiniz. Bu, sağlam bir yatağın yanı veya güçlü ayaklara sahip bir masanın altı olabilir.
Enkaz altında ilk aşamada hayatta kalmanın yeterli olmadığını bu depremle görmüş olduk. Bu sebeple uzun günler boyunca enkaz altında kalmanızı sağlayacak su ve yüksek kalorili yiyecek saklamak gerekiyor. Bunların ve düdük gibi ekstra eşyaların yer aldığı deprem çantası, belirlediğiniz yerlerde bulunmalı. Deprem anında bu alanlara gideceğiniz için uzun günler hayatta kalma şansınızı artırabilir.
Deprem çantası nasıl hazırlanır ve içerisinde neler olur öğrenmek için diğer içeriğimizi okuyun.
Kaynak: 1
Yorumlar
BİR SONRAKİ DEPREMDE İNSAN KAYBETMEYELİM, ÖNLEM ALALIM!
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız