Büyük tahta kayıklarla hiç durmadan DOĞUYA doğru yol aldılar. Ertesi gün aydınlık, gece karanlık ve ertesi gün aydınlık, gece karanlık. Acıktı Ka. Günler sonra bilmediği bir karaya çıktılar. Yeşil, evet güzel yeşil bir yerdi burası da. Deniz kenarından ayrılmak istemedi Ka. Uzaklara bakakaldı. 'Başka gelen var mı acaba...'
Bu deniz kenarındaki taşlar ne tuhaf. Hepsi birbirinin aynı şekilde köşeli, içleri hafif oyuk ve su dolu. Çok yüksek ama onların üzerinde atlayarak koşmak çok güzel.
Ertesi gün yine taş sütunların üzerinde denize bakıyor Ka. Başka gelen var mı acaba...Yok.
Her sabah bu garip şekilli taşların üzerinde hiç durmadan koşup deniz kenarına geliyordu. Üzerinde hala aynı siyah parlak kadifeden uzun giysisi var Ka' nın. Ne çok yağmur yağıyor burada. Taşların küçük çukurlarına hep su doluyor. O sabah yine en sondaki taş sütunun kenarına kadar geldi. Çok yüksek, dikkat! Karşıya baktı.
Karşıki yeşil alanda sütunların arasında biri var. Tanıdık galiba...
Baba!
Devam edecek...
Yorumlar
sabırsızlıkla bekliyorum
Sonunu iyice merak ettim
Sonu nereye varacak merak ettim
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız