Ta, ailesi ve kendileri ile beraber gelmek isteyen kalabalık bir grupla beraber sabah erkenden yola koyuldu. Kar ve soğuk onları çok yoruyordu. Her taraf dağlarla kaplıydı. Yol gösteren arkadaşı öndeydi. Arkadan onun bastığı yerlere basıp ilerlemeye çalışıyorlardı.
İşte yine o üçgen dev yapılardan birinin yanından geçtiler. Geldiklerinde karşılaştıkları insanlara defalarca sormuş ama yanıt alamamışlardı. Bu üçgen dev yapılar ne ve neden buradalar. Son kez bir daha sormak istedi. 'Gidiyoruz ve bir daha dönmeyeceğiz. Bu üçgen yapılar nedir?' Yol gösteren cevap vermedi. Yola devam ettiler. Dar geçitler, tepeler....
Görünen en son tepeyi de zorla aştılar. Manzara çok şaşırtıcı idi. Karşıki düzlük alanda hem üçgen yapılar hem de dev taş küreler vardı. Yol gösteren 'Ben daha fazla gelemem' dedi. Tekrar sordu Ta. 'Nedir bunlar? ' Yol gösteren 'Sadece şunu söyleyebilirim ki sakın içlerine girmeye çalışmayın' dedi ve ayrıldı. Biraz yol almıştı ki geri döndü ve ekledi. 'Onlar piramitler. Bizden çok çok önceleri gelmişler.' Ta 'Kimler?' diye sordu. 'Peki ya taş küreler?' diye ekledi. Yol gösteren kim olduklarını söylemedi ama 'Bu gördüğünüz piramit gemilerle gelmişler' diyerek uzaklaştı.
Uzun çok uzun ve zorlu yolculuktan sonra nihayet yemyeşil bir vadiye ulaştılar. Ailesine her zaman anlatmaya çalıştığı rüyalarındaki şehri dağlar ve karlar yüzünden bir türlü tam anlatamamıştı. Oysa bu alabildiğine yemyeşil deniz kenarındaki düz arazi masalarda anlatılan şehre benziyordu. Gözlerini kapattı ve o günlerin hayaline daldı. Ne kadar da güzelmiş. Hep anlatıldığı gibi tepeden bakıldığında daire şeklinde görülen şehirlerini 4 ayın sonunda kurdular. Şehrin adını koymak lazım dedi Ta. Masallarda söylenen ismi koyacaktı. KAAN...
Devam edecek...
Yorumlar
Gerçekten çok heyecanlı gidiyor
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız