Atalarımdan Doğuya giden Ka ve Batıya giden Ta hikayeleri ile büyüdük bizler. Ben, Ze.
Atalarımdan diğer bir grup, şehirleri yok olduğunda son anda kurtularak bindikleri büyük tahta kayıklarla buraya gelmişler. KAAN'a. Burası Dünyanın en GÜNEYİ. Onlar geldiğinde buralar yemyeşilmiş. Şimdi çoğu arazisi soğuk ve buzlarla kaplı. Bugün atalarımın ilk ayak bastıkları yeri ziyaret edeceğiz.
Oğlum ve erkek kardeşimle beraber uçan küre aracımıza biniyoruz. Her tarafı cam gibi olduğu için uçarken 360 derece her yönü izleyebilmek hoşumuza gidiyor. Burada yaşamayı seviyoruz.
İşte KAAN aşağıda görüldü. Kardeşim yine heyecanla ve gururla anlatmaya başlıyor: 'Atalarımızın anlattığı gibi şehirlerimizi neden bu şekilde yaparız biliyor musun Ze? Merkezdeki taş sütun başlangıcımızdır. Varoluşumuzdur ve varoluş nedenimizi sakın unutma! Daire şekli ise sonsuza kadar varolacağız anlamındadır.'
Etraftaki buz tabakalarının arasında yer yer 20 metre çaplı sıcak su göletleri var ve birine girme niyetindeyiz. Kalın bir buz tabakasının üzerine iniyoruz. İlerdeki buharları yükselip insanın içini ısıtan gölet girmeye uygun gibi gözüküyor. Bu kadar soğuk havada bu sıcak su göletleri iyi geliyor insana. Oğlumla uzun zamandan beri ilk kez bu kadar çok eğleniyorduk ki...
Birden kardeşimin telaşlı sesini işittik. 'Çok fazla oyalandık. Hemen toparlanmalıyız.' diye bağırıyordu. Acilen gitmek için hazırlık yapmaya başladık. Kardeşim uçan aracımızı çalıştırdı. 'Hadi çabuk olun, koşun' diye bağırıyordu. Bu telaşla uzaklaşmaya çalışmalarımız ilk değil ama nedenini tam anlatmıyorlar. Her sorduğumda tek cevap var. 'Yine o piramit gemilerle geliyorlar! Uzaklaşmalıyız.'
Bu savaş hiç bitmeyecek galiba ve bizler savaşmaya devam edeceğiz.
Oğluma heyecanla tekrar sesleniyorum. 'Hadi Ka, çabuk ol!
Dedim ya! Bu hikaye Ka'nın hikayesidir.
Soru şu; geçmiş mi gelecek, gelecek mi geçmiş aslında?
SON.
* Hikayenin tamamı kurgudur ve resimler semboliktir.
Yorumlar
Son soru üzerine epeyce düşünülmesi gereken bir soru
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız