Bir derviş Allah'a söz verdi ve dedi ki; Ahdim olsun hiç bir ağaçtan meyve koparıp yemeyeceğim. Sadece rüzgarın dalından koparıp düşürdüğü meyvelerle yetineceğim. Elimi hiç bir dala uzatmayacağım.
Böyle söz verdi vermesine de inşallah demedi. Gönlün her an başka bir dileği isteği olur. Tanrı dilerse veya isterse demeyi unuttu. Bir zaman geldi, kaza ve kader kendini gösterdi.
Kaza geldiği zaman bir bakarsın yapmam dediğini yapmışsın, sevmem dediğini sevmişsin, gitmem dediğin yerdesin. Zor durumlara düşmüş imdat diye bağırıyorsun.
Evet derviş beş gün ne armut ne elma ne nar ağacını silkmedi. Açlık sabrını zorlamaya başladı. Kendini tuttu. Bunu gören rüzgar meyve dolu dalları eline kadar eğdi. Nefsine yenildi ve armutu koparıverdi. Afiyetle yedi. İşte o an Allahın azabı geliverdi.
Aynı anda aynı bahçede meyve hırsızları çaldıklarını aralarında pay etmekteydiler. Biri onları görüp haber vermişti. Hemen görevliler geldi ve oracıkta sağ ellerini kestiler. Tabi bizim deviş te onlardan sandıkları için eli kesilenlerdendi. O sırada vali gelip görevliye ' ne yaptın sen o Allah'ın sevdiği bir kuludur, bir derviştir, dedi demesine de geç kalmıştı. Derviş 'Kimseyi suçlamıyorum bu benim suçumdur. Verdiğim sözde duramadım, dedi. O günden sonra eli kesik derviş diye anılır oldu.
Aradan epey zaman geçti. Bir gün dervişi kulubesinde iki eliyle hasır örmekteyken gördüler. Hayretler içinde kaldılar. Derviş Allah'a 'Kesik elimin yerine el verdin ama bunu gizlememi Sen söylemiştin. Neden açık ettin' diye sordu. Allah ta 'Bazı iyi kullarımın seni hırsızlıkla itham etmelerini, hakkında daha fazla kötü zanna kapılıp günaha girmelerini önlemek istedim' diye cevap verdi.
Bir işe başlarken Allah isterse demek, gerçek kudretin O'nun elinde olduğunu kabul etmektir. Unutmayalım ki sonunda ödül de veren ceza da veren O'dur. Aslında O'nun ceza vermeye isteği yoktur. Cezaları nefsimize yenildiğimiz için biz alırız.
Yorumlar
Dervişin elleri geri gelmiş yaşasın
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız