Portekiz'in başkenti Lizbon'daki Oceanarium, Japonya'nın Osaka kentindeki akvaryumdan sonra dünyanın ikinci büyük akvaryumu olarak kabul ediliyor. 9 milyon su kapasitesine sahip akvaryum, 5 bölümden oluşuyor. Ortadaki dev havuzunda tüm okyanusların ortak canlıları ve bitkileri bulunuyor. Kenarlardaki dört diğer havuzda ise Atlantik, Pasifik, Hind ve Antarktika okyanuslarının bitki ve canlı örnekleri yer alıyor. Akvaryumda bir bütün olarak 200 türe ait 15 000 canlı sergileniyor. Pavyonun içi, bütün bu okyanusların iklimine uygun bir atmosfere sahip... Hind Okyanusu bölümünden geçerken terliyor. Antarktika bölümünde ise üşüyorsunuz. Akvaryumun içinde mizansen, tipik mangrov ağacından, Avustralya'nın sert kayalıklarına kadar her türlü bitki ve canlı örtüsüyle gerçekleştirilmiş.
Bu ne yaman çelişki; çevreci akvaryum ve esir balık
Tabii bu arada, şu sorunun yanıtı tam olarak çözülmüş değil: Çevre korunmasından, ender türlerin korunmasından söz eden bu akvaryumlar, nasıl oluyor da, bazı dev hayvanları kendi doğal atmosferlerinden çıkarıp, cam duvarlar arasında hapsedebiliyorlar? Modern akvaryum yöneticileri bu çıkmazın, bu pedagojik sorumluluklarının tamamen bilincindeler... Ve kendilerini şöyle savunuyorlar: Onlara göre bu yaratıklar kesinlikle esir değiller. Tam tersine, onlar akvaryumda kendi türlerinin birer temsilcisi konumundalar..."
Biz heyecan verici unsurları, sansasyonel görüntüleri ön plana getirerek kamuoyunun dikkatim bu hayvanların üzerine ve onların yaşadıkları çevre sorunlarına çekiyoruz..." Hatta, bazı akvaryum yöneticileri daha ileri gidip, kar amaçlı çalışan akvaryumlarla, eğitim hedefleri olan akvaryumların birbirinden ayrılması gerektiğini söylüyorlar. Ama, bu konuda akvaryum yöneticilerinin ne kadar tutarlı oldukları tartışmaya açık bir konu... Örneğin, Rochelle Akvaryumu böyle kar amaçlı çalışmayan ve pedagojik eğitimi ön plana çıkaran bir kuruluş. Ancak, bu akvaryumda son yıllarda seyircilerin gözü önünde köpekbalıklarını dalma sistemiyle besliyorlar. Yani dalgıçlar dalıyor ve onları izleyen köpekbalıkları da dalıp ellerinden yiyeceklerini alıyorlar. Şimdi heyecana yönelik bu gösterinin pedagojik eğitimle uzaktan yakından ilgisi yok...
Üstelik bazı bilim adamları, bu besleme tekniğine şiddetle karşı çıkıyorlar. Çünkü, doğal ortamında avını bulmak için dalma gibi bir işlem yapmayan köpekbalıklarında, bu beslemenin yanlış alışkanlıklar kazandırdığını söylüyorlar. Dahası, onların böyle beslendiklerini gören diğer iri deniz hayvanları da aynı yolu denemeye başlamışlar... Köpekbalıklarının dalarak avlanma alışkanlığı edinmeleri başka trajik sonuçlar da doğuruyor. Polinezya adalarının açıklarındaki "Shark Feeding"ler dünyanın en önemli sualtı parklarından... Yıllardır dalgıçlar, buralara köpekbalıkları tarafından rahatsız edilmeden dalıyorlardı. Son yıllarda buradaki mercanlarda dolaşan dalgıçları rahatsız eden köpekbalıklarının sayısında, önemli artışlar olmuş. Bunun nedeni, dalarak avlanma alışkanlığı edinen köpekbalıkları...
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız