Damat yerde serili seccadede iki rekât namaz kılar, namaz bitince gelini köşesine oturtmak için kolundan tutar. İşte, bugün de var olan 'ayağa basma' âdeti, eski zaman düğünlerinde, tam da bu sırada uygulanır; Kim atik davranıp diğerinin ayağına basarsa, evlilikte onun sözünün üstün olacağı varsayılır.
Gelini köşeye oturtan damat, duvağı açar... İşte meşhur 'yüz görümlüğü' de tam bu sırada damat tarafından geline verilir. Yüz görümlüğü, kıymetli bir mücevherdir... Bu arada yenge hanım dışarı çıkar, şeker ve kahve getirir. Sonra da damatla gelin yalnız bırakılır...
Gelin, Cuma günü 'paçalık' denilen giysisini giyer, başına tel duvak koymaz, yalnız elmaslarını ve yüz görümlüğünü takar. Davetli hanımlar, hısım akraba gelir. Bu düğün yemeğinde; terbiyeli ve etli düğün çorbası, lengerlerle kızarmış düğün eti, pilav ve bir de zerde verilir. Buna kaymak ve paça tiridi de ilave edilir. Bu yüzden de bu güne 'Paça Günü' denmesi âdet olmuştur.
Böylece, Pazartesi başlayıp her safhası parlak törenlerle kutlanan düğün, Cuma günü gerdekle noktalanır. Ama oğlan ve kız tarafının akrabalarıyla birlikte katıldıkları yemek davetleri birkaç gün daha sürer. hazırlayan merakediyorum grubu notu: bu müzeyi daha önce de duymuştuk ama böyle önemli eserler sergilendiğini bu yazıyla öğrendik. En kısa zamanda ziyaret edip grupla paylaşırız veya gezenler izlenimlerini paylaşırsa iyi olur.
Yorumlar
ay çok. ilginç
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız