Bir şeylere inanma ölçütleri vardır. Mesela bazı şeylere gözümüzle görmeden inanmayız. Bazen olur öyle onlar. Böyle duyduğumuz zaman gözümüzle görmeden inanamayacağımız durumlar. Antalya'ya kar yağması gibi mesela,
gözümle görmeden inanmam yani. Sizinde böyle anlarınız vardır illa ki
Bir de gözümüzle görsek de inanmamamız gereken durumlar vardır. Hani derler ya "Gördüğünün yarısına duyduğunun tamamına inanmyacaksın". Çünkü gördüğün şey o olmayabilir. Gördüğümüz şey gördüğümüz veya anladığımız şeyden çok farklı olabilir.
Ne kadar tezat değil mi? Bazen görmeden inanmayız ama bazen de gördüğümüze de inanmamalıyız.
Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız