Atatürk’ün bahçe mimarı Mevlüt Baysal’ın anlatımından:
“Atatürk’ün Çankaya Köşkü’ndeki bahçesini yapıyordum. Bir gün Atatürk, yaveri ve ben bahçede dolaşıyorduk. Çok yaşlı ve geniş bir ağaç Atatürk’ün geçeceği yolu kapatıyordu. Ağacın bir yanı dik bir sırt, diğer yanı havuzdu. Atatürk, havuz olan yanına yaslanarak karşıya geçti. Ben de ‘Emrederseniz derhal keselim Paşam.’ dedim. Atatürk bir an bana baktı ve ‘Sen hayatında böyle bir ağaç yetiştirdin mi ki keseceksin?’ dedi.”
Salih Bozok’un anlatımından:
“Bir gün Çankaya civarındaki bir köşke gittik. Köyde girdiğimiz bir kulübede, yaşlı bir çift oturuyordu. İkram ettikleri kahveleri içerken Atatürk köylü ile sohbet etmemi söyledi. Ben de emre itaat etmek için köylüye ilk aklıma gelen soruyu sordum. ‘Gazi’yi tanır mısın baba?’ Köylü alaycı bir tavırla beni süzdükten sonra ‘Gazi’yi tanımayan mı var? Ben görmedim ama her hafta Hacı Bayram Veli Camii’nde Cuma Namazı kılarmış. Göbeğine kadar sakalı varmış. Melek gibi nur yüzlü, Peygamber gibi mübarek bir ihtiyarmış.’ dedi.
Gülmemek için kendimi zor tutarak Atatürk’ün sakalsız, genç yüzüne baktım. O, kaşlarını kaldırarak kendisini tanıtmamamı emretti. Dışarı çıktığımız zaman da güldü ve
‘Varsın, o da öyle bilsin. Hakikati öğrenmek belki biçarenin hayalini yıkar, onun hayalindeki şirin sakallıyı öldürüp sevgisini kaybetmekte ne mana var?’”
Ahmet Hidayet Reel’in anlatımından:
“1924 yılında Erzurum ve Pasinler’de meydana gelen depremde pek çok köyün evleri yıkılmıştı. Atatürk zarar gören köylerdeki halkla görüşmek için Pasinler’e geldi. Köyde bir ihtiyarla karşılaştı. Ona ‘Depremde çok zarar gördün mü baba?’ diye sordu. İhtiyar şüpheyle bakınca Atatürk tekrar ‘Hükümet sana kaç lira verirse zararını karşılayabilirsin?’ diye sordu. İhtiyat ‘Valla padişah bilir.’ dedi. Atatürk gülümsedi ve yumuşak bir ses tonuyla ‘Baba padişah yok, siz onları kaldırmadınız mı? Söyle bakalım zararın ne?’ diye sordu. İhtiyar yine ‘Padişah bilir.’ deyince Atatürk’ün kaşları çatıldı. Kaymakama dönerek ‘Siz daha devrimi yaymamışsınız.’ dedi. Tahrirat katibi ‘Köylere genelge yolladık Paşam.’ diye cevap verdi. Atatürk fırtınalı bir yüz ifadesiyle
‘Oğlum, genelgeyle devrim olmaz!’ dedi.”
Niyazi Ahmet Banoğlu anlatımından:
“Amerikalı bir kadın gazeteci Atatürk’e ‘İşlerinizde nasıl başarılı oluyorsunuz?’ diye sordu. Atatürk’ten şu cevabı aldı:
‘Ben bir işte nasıl başarılı olacağımı düşünmem. O işe neler engel olur diye düşünürüm. Engelleri kaldırdım mı iş zaten kendi kendine yürür.’”
Cumhuriyetin 12.yıldönümü için dövizler hazırlanmıştı. İçlerinde “Atatürk bizim en büyüğümüzdür.'', '' Atatürk bu milletin en yücesidir.'' ''Türk Milleti asırlardır bağrından bir Mustafa Kemal çıkardı." gibi dövizler de vardı. Listeyi dikkatle inceleyen Atatürk, bu dövizleri ve buna benzeyenlerin hepsini çizdi. Tüm çizdiklerinin yerine kendisini en iyi ifade eden tek bir satır yazdı.
Yorumlar
bilmediğim vardı evet, çok teşekkürler
Canım ATAM
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız